Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne,
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Noémi Levy-Aksu’nun çalışma izninin Yüksek Öğretim Yürütme Kurulu’nun 22 Şubat 2017 tarihli kararıyla iptal edildiği; çalışma sözleşmesinin ise Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’nün gayri resmi beyanına göre, 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca YÖK kararına bağlı bir yasal zorunluluk gereği 14 Mart 2017 tarihinde feshedildiği bilinmektedir.
Levy-Aksu, hakkındaki kararların iptali için İdare Mahkemesi’ne başvurmuş; idari kararlar iki farklı kamu kurumu (YÖK ve Boğaziçi Üniversitesi) tarafından alındığı için, usul gereği her iki kuruma birden dava açılmıştır. Bu arada, Levy-Aksu’nun çalışma izninin YÖK tarafından “Barış için Akademisyenler bildirisine imza attığı” için iptal edildiği, YÖK’ün mahkemeye sunduğu 3 Mayıs 2017 tarihli savunma dilekçesiyle resmiyet kazanmıştır.
Boğaziçi Üniversitesi ise davalı olarak verdiği 4 Mayıs tarihli savunma dilekçesinde, sözleşmenin feshi kararının kendisi tarafından yasal zorunluluk gereği alındığını bildirdikten sonra, davacı Levy-Aksu’nun “yürütmenin durdurulması talebinin” reddini talep ederek, davacı aleyhine aktif taraf olmayı tercih etmiştir.
Davalı Boğaziçi Üniversitesi’nin ilgili savunma dilekçesi, kamuoyuna dönük doyurucu bir açıklama yapılmasını gerekli kılmaktadır: Boğaziçi Üniversitesi tıpkı YÖK gibi, barış bildirisi imzacısı olmayı ve dolayısıyla temel ifade özgürlüğü hakkından yararlanmayı, akademik görevleri yerine getirmenin önünde bir engel olarak mı görmektedir? Yoksa sözleşmenin feshi kararı, yalnızca YÖK kararına bağlı yasal bir zorunluluk gereği mi alınmıştır? Eğer ikinci cevap geçerli ise, savunma dilekçesinde “yürütmenin durdurulması talebinin” niçin reddi talep edilmiştir?
Bu soruların ivedilikle cevaplanması ve kamuoyunun aydınlatılması talebimizi arz ederiz.
Boğaziçi Üniversitesi İçin Mezunlar Girişimi