Mezun Nöbetleri – 12 Eylül 2021

Bugün 12 Eylül 2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz on dokuzuncu nöbetimiz.

Boğaziçi Üniversitesi’nde geçen hafta bir ilk yaşandı ve yeni mezunlar için iki ayrı mezuniyet töreni gerçekleşti. Okulda öğrenci ve akademisyenlerin yüzüne bakamayanlar, çevrimiçi düzenlenen törende binlerce kişi tarafından protesto edilirken, öğrencilerin organize ettiği Alternatif Mezuniyet Töreni , atanmış yönetime karşı güçlü bir haykırış oldu.  

Kampüste var olamayan, korkularıyla yaşayanlara tekrar sormak istiyoruz: Ancak canlı yayından izleyebildiğiniz törendeki neşe ve direnç karşısında ne hissediyorsunuz? İstenmediğiniz bir üniversitede, koltukları işgal ederek nasıl yaşamayı düşünüyorsunuz? 

Yeni mezunların belki de hayatlarındaki en değerli anılardan biri olacak mezuniyet töreni sizin sayenizde ve size inat, direnişin ve başkaldırının sembolü haline gelen renkli görüntüler sundu kamuoyuna. Törene katılan tüm paydaşların coşkusu, verdiğimiz mücadelenin güzelliğini ve değerini herkese bir kez daha hatırlatırken, umarız bu görüntüler sizlere dert olur; utanma duygunuzu biraz olsun tetikler, vicdan muhasebenizi yapmanıza, haysiyetinizi nasıl koruyabileceğinizi düşünmenize yol açar.   

Boğaziçi direnişinin vesile olduğu bir başka ilke daha şahit olduk geçen hafta. Üniversitemizin resmi  websitesinin bir “vekâlet” yönetimi altında bulunması nedeniyle akademisyenler, gasp edilen ilke ve değerlerimizi  yansıtacak ve sesimizi duyuracak yeni bir platform açtıklarını, bir “hafıza merkezi” oluşturduklarını duyurdular.  

Normal koşullarda karşılaşmayacağımız bu girişimlerin müsebbibi, üniversitemizi sekiz aydır rehin alan anlayıştır. 

Evet, tüm baskılara, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen su yolunu buluyor, susturulamayan sesimiz, dizginlenemeyen  enerjimiz ve irademiz akacak, haykıracak farklı mecralar, farklı yöntemler keşfediyor. Ve her tür oyuna ve baskıya rağmen biz Boğaziçililer itirazımızı tüm ülkeye duyurmayı, taleplerimizi, okulumuza verilen hasarları, kadrolaşma gayretlerini yılmadan dile getirmeyi başarıyor, usulsüz uygulamalara karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. 

Kamuoyunun dikkatini, bu direnişin önemli bir parçası olan hukuki mücadeleye bir kez daha çekmek isteriz. Boğaziçi direnişini, özgür ve özerk üniversite talebi çerçevesinde  hukuk mücadelesiyle de pekiştiren akademisyenlerin Danıştay’a, çeşitli idari mahkemelere ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı 10 başvuru bulunuyor. Beklentimiz, şubat ayından bu yana açılan bu davaların daha fazla vakit kaybetmeden ele alınması ve hayata geçirilen hukuka aykırı tüm işlemlerin iptal edilmesidir. Konunun hızla değerlendirilmesi her geçen gün karşımıza çıkan yeni sorunların önlenebilmesi açısından son derece önemlidir.

Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm  uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar biz buradayız.  Akademisyenlerin güven oyu verdiği 17 adaydan hiçbirinin sahip olmadığı, sadece Naci İnci’de bulunan özelliğin ne olduğunu sormaya da devam edeceğiz. 

Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar:

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.