“Üniversitemiz yönetilemiyor”
Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, akademik yılın başlamasına az bir zaman kala kampüsün ne koşullarda eğitime açılacağı konusunda herhangi bir hazırlık yapılmadığına dikkat çekerek atanmış yönetime sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu. Mezunlar, bu tür yönetim sorunlarının, ülkemizde birçok kurumda da tecrübe edilen kayyumluk sisteminin en belirgin özelliği olduğuna vurgu yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları yirminci buluşmalarında, yeni akademik yılın başlamasına üç hafta kalmasına rağmen yüzyüze eğitimde nasıl bir program uygulanacağı konusunda akademisyenlerin ve öğrencilerin bilgisi olmadığına dikkat çekti.
Atanmış yönetimin, en temel sorumluluğunu yerine getirmediğini belirten mezunlar, “Pandemi koşullarında yüzyüze eğitimin sağlıklı devam edebilmesi, kampüsün gerekli hazırlıklar tamamlanarak eğitime açılabilmesi ancak işin ciddiyetini kavrayan, görev bilinciyle hareket eden yöneticiler tarafından mümkün olur. Ama biz karşımızda böyle bir kadro olmadığını geride bıraktığımız dokuz ayda yaşananlara bakarak hep beraber gördük” diye konuştu.
Yeni eğitim dönemine hazırlanma konusunda yönetimin sergilemediği iradeyi ders kapatma konusunda hiç tereddütsüz hayata geçirdiğine de dikkat çeken mezunlar, Can Candan ve Feyzi Erçin’in derslerinin ardından son olarak, Boğaziçi Üniversitesi’nde on altı yıldır caz eğitimi veren, alanında en yetkin isimlerden biri olan Seda Binbaşgil’in derslerinin de kapatıldığını hatırlattı.
Karşılarında enerjisini ders kapatmalara, kadrolaşma çalışmalarına, güvenlikçi önlemlere, baskıya ve belirsizlik halinin korunmasına harcayan bir yönetim olduğunu vurgulayan Boğaziçi mezunları, çok sesliliğe, özerk akademiye düşmanca yaklaşan bu yönetimin, Türkiye’de uzun süredir başka birçok kurumda da tecrübe edilen kayyumluk sisteminin en belirgin örneğini sunduğuna dikkat çekti.
Yaptıkları açıklamada kayyumluk sisteminin sorunlarına vurgu yapan mezunlar, bu sistemin, bir kurumu önce tepeden atamalarla ele geçirmeye çalıştığına, sonra da içini boşaltıp, değerlerini unutturmak için çeşitli oyunlar, yasaklar, baskı ve güvenlikçi uygulamalarla yönetilemez hale getirdiğine işaret etti.
“Vasatın bile işlemez hale geldiği bu sistemde, ele geçirilen kurumlarda bırakın güven sağlamayı en ufak sorunları bile çözüme kavuşturmak mümkün olmadığı gibi, böyle bir niyet de sergilenmiyor; hayatı zenginleştiren tüm renkler ve sesler bilinçli bir şekilde susturuluyor” diye konuşan Boğaziçi mezunları , “İçinde bulunduğumuz tıkanmışlık halinin aşılabilmesi, kurumların ilkelere ve değerlere sahip çıkan, liyakate dayalı bir yönetim anlayışına kavuşabilmesi için, doğru politikaların üretilmesini talep etmekten, bu konuda ısrarcı ve takipçi olmaktan vazgeçmeyecek, aynı ideali paylaşan herkesle çoğalarak bir arada durmayı sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.
“Hukuksuzluğun hesabının bir gün mutlaka, kimliğe bakılmaksızın sorulacağına inancımız tamdır” diye konuşan mezunlar, Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren, eğitimi anlayışını tektipleştirmeyi hedefleyen tüm uygulamalar, keyfi ders kapatmalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar direnişe devam edeceklerini duyurdu.