Bugün 26 Eylül 2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz yirmi birinci nöbetimiz.
İstanbul 12. İdare Mahkemesi geçen hafta içinde, Melih Bulu döneminde üniversitemize genel sekreter vekili olarak atanan Nedim Malkoç’un geçici görevlendirilmesine ilişkin önemli bir karara imza attı. Mahkeme oy birliğiyle verdiği kararda, üniversite yönetim kuruluna danışılmadan yapılan bu atamanın hukuka aykırılığının açık olduğunu belirterek yürütmenin durdurulmasını istedi.
Mahkemenin kararında “Dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu saptanmasına rağmen uygulamanın sürdürülmesi, tüm eylem ve işlemleri hukuka uygunluk karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacak, davacılar yönünden telafisi güç zarara neden olacaktır” cümlesi yer alıyordu.
Bu cümle, etrafımızdaki karanlığı delmenin hiç de zor olmadığını, hukuk devleti ilkesine bağlı kaldığımız sürece pusulamızın doğrudan ve haklıdan hiç şaşmayacağını göstermesi açısından son derece değerlidir.
Türkiye’de hala bu ilkeleri gözeten hakimler olduğunu bize hatırlatan bu cümle, dokuz aydır üniversitemizde neyin mücadelesini verdiğimizi de çok net bir şekilde ortaya koymuştur.
Mahkemece tespit edilen bu usulsüzlüğün en kısa zamanda sona erdirilmesi, akademisyenlerin açtığı ondan fazla davanın hızla ele alınması, okulumuzdaki siyasi kadrolaşma gayretlerinin önüne geçilmesi açısından çok önemlidir. Bu hukuksuzluklara dur denilmeyen her gün, son kararda da vurgulandığı gibi, üniversitemize telafisi zor zararlar vermektedir.
Hukuk devleti ilkelerini Meclis’te sandalyesi bulunan muhalefet partilerine de hatırlatmak isteriz.
Sizlerden talebimiz, yönetime karşı bunca davanın açıldığı ülkenin en değerli kurumlarından birinde neler olduğunu samimiyetle merak etmeniz, sözde destek açıklamaları yapmak yerine, özgür ve özerk üniversite idealine kavuşmak için somut politikalar üretmenizdir.
Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren, eğitim anlayışını tek tipleştirmeyi hedefleyen tüm uygulamalar, keyfi ders kapatmalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar biz buradayız. Yeni akademik dönemde yüzyüze eğitimin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için gerekli hazırlıkların bir an önce tamamlanmasını, atanmış yönetimin en temel sorumluluğunu yerine getirmesini talep ediyoruz.
Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar:
Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.