Bugün 17 Ekim 2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz yirmi dördüncü nöbetimiz.
Geride bıraktığımız hafta, utanç ve korku üzerine bolca düşündüğümüz, tartıştığımız bir hafta oldu. Aynı anda hem kayyum yönetiminin utanç duyduğumuz eylem ve açıklamalarına hem de bu davranışlarıyla haksızın korkusunu nasıl ele verdiğine şahit olduk.
Öğrencileri, tutuklamalar ve gözaltılarla sindirmeye çalışan, akademisyenlerin kampüsteki varlığına bile tahammülü bulunmayan atanmışların, üniversitemizin ilkelerini bir kez daha fütursuzca ihlal edişini gördük.
Gençlerden, akademisyenlerden korkan, onları ihbar eden, kampüse sokmayan, her fırsatta keyfi uygulamalara, kaba güce sarılan ve sonuçta üniversiteyi yönetilemez hale getiren bu zihniyet korkusunu, sadece eylemleriyle değil, on aydır devam eden ve şimdiden Türkiye tarihine geçen Boğaziçi direnişiyle ilgili küçümseyici sözleriyle de ortaya koydu geçen hafta.
Bu vesileyle tekrar herkese bir kez daha buradan seslenmek istiyoruz:
Boğaziçi direnişi, Naci İnci’nin çeşitli mecralarda ısrarla dile getirdiği ve belli ki inanmak da istediği gibi ne 20 – 30 öğrencinin ne de huzur istemeyen “dar” bir kesim akademisyenin protestosudur. Boğaziçi direnişi, öğrencisinden , akademisyenine, çalışanından, mezununa çok kalabalık bir ailenin, özerk ve özgür üniversite mücadelesidir ve Naci İnci, akademisyenlerin yüzde 95 oyuyla reddedilen isimdir.
İnanmak istediği dünyayı ezber cümlelerle kurmaya uğraşan, ağzından çıkanla aslında kendini ikna etmeye çalışan ve dile getirilen itirazı anlamamayı seçen bu zihniyetin, küçümsediği gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunu ve onlardan nasıl da korktuğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Görmek istediğine kibirle tutunan, istemediğine hoyratça yaklaşan, göstermelik gücünü sırtını dayadığı yalan ve talan düzeninden alan bu yaklaşımın sadece üniversitemize değil Türkiye’nin her alanına sirayet ettiğinin de farkındayız.
Ancak biz tüm baskıya, gözdağına, utanç vesilesi olan uygulamalara, hukuksuzluklara rağmen haklı olmanın verdiği güvenle hala buradayız ve gençlerin geleceğinden çalınan her girişime karşı hep birlikte, büyük bir aile olarak durmaya devam edeceğiz.
Öğrencileri eğitim haklarından mahrum bırakan tüm soruşturma ve yargılamaların sona erdirilmesini, tutuklu öğrencilerin serbest bırakılmasını ve akademisyenlere uygulanan düşmanca yaklaşımdan vazgeçilmesini talep ediyoruz.
Üniversitemizin değerlerine, kültürüne ve ilkelerine bu şekilde zarar verilmesini kabul etmiyor, kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm uygulamalar, keyfi girişimler, ders kapatmalar, kampüs yasaklamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz.
Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz!