Boğaziçi mezunlarından direnişin birinci yılında mücadeleye devam mesajı
Boğaziçi mezunları, kayyum yönetimine karşı tüm bileşenler olarak başlattıkları özerk ve özgür üniversite mücadelesinin birinci yıldönümünde bir araya gelerek dayanışmaya devam mesajı verdi. “Yeni yılda da bize dayatılan keyfiliği, hukuksuzluğu, zorbalığı kabul etmeyeceğiz” diyen mezunlar, ilkelere ve değerlere sahip çıkan, liyakate dayalı bir yönetim anlayışına kavuşuncaya kadar direnişten vazgeçmeyeceklerini duyurdu.
Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi bir araya gelen mezunlar, otuzdördüncü buluşmalarında, kayyum yönetimine karşı tüm bileşenler olarak başlattıkları direnişin birinci yılını değerlendirdi.
“Özerk ve özgür üniversite mücadelesi içinde, dayanışma ve direniş ruhuyla dört mevsimi, 365 günü geride bıraktık” diyen mezunlar, “Üniversitemizi yönetemeyen otoriter bir anlayışın hoyratlığıyla geçirdiğimiz bu 365 günün sonunda elimizde ağır bir hasar raporu olsa da, bu süre içinde Boğaziçi bileşenleri olarak uzun bir direniş kronolojisi, hiç yılmadan sürdürdüğümüz bir eylemlilik listesi yaratmayı da başardık” açıklamasında bulundu.
Bir yılda üniversitelerinde yaşananları, kayyum rektörün şikayeti üzerine 89 gündür adeta rehin tutulan, yeni yıla cezaevinde giren Berke Gök ve Perit Özen başta olmak üzere çok sayıda öğrenci hakkında devam eden dava ve soruşturmaları, savcılığa ifadeye çağrılan akademisyenleri, bir gecede kurulan fakülte ve enstitüleri, tepeden atanan yöneticileri, kampüsün kapısına vurulan kelepçeyi hatırlatan mezunlar, bu süre boyunca yönetimin şiddet ve baskı politikalarına da, senatoda koltuk kapmak için oynanan oyunlara da birlikte direndiklerini vurguladı.
Boğaziçi bileşenleri olarak keyfi uygulamalar, işten çıkarmalar karşısında itirazlarını her mecrada dile getirdiklerini belirten mezunlar, bu süreç içinde hep birlikte arazi talanıyla da mücadele ettiklerini, intihal dosyaları hazırladıklarını, öğrencileri darp eden güvenlikçileri teşhir ettiklerini ve onların maruz kaldığı polis takibini, muhbirlik dayatmalarını tüm kamuoyuna duyurmayı başardıklarını hatırlattı. “Bir kayyum rektörün gidişini şarkılarla, danslarla kutladık” diyen mezunlar, bu süreçte nasıl bir üniversite sorusuna da yanıt aradıklarını, farklı öneri ve görüşleri pek çok mecrada gündeme getirdiklerini ve tüm bileşenler olarak yeni bir rektör seçimi yapabileceklerini herkese gösterme fırsatı bulduklarını vurguladı.
“Bizimle aynı ideali paylaşan herkesle çoğalmaya çalıştığımız, bu niyetle çok değerli ortaklıklar kurduğumuz bu bir yılda bize moral veren, mücadelemizin takdir gördüğü önemli ödüller de aldık” diye konuşan mezunlar, herkes için uzun ve yorucu geçen bu bir yılın aynı zamanda son derece öğretici, dönüştürücü ve değerli olduğuna dikkat çekti.
“Hiçbirimiz bir yıl önceki biz değiliz artık; birlikte büyüdük, değiştik, geliştik, tüm farklılıklarımıza rağmen bu eşsiz mücadeleye ortak olmayı, yaşadıklarımızdan ders çıkarmayı öğrendik; eylemliliğimizi sürdürme becerisini böyle kazandık, dayanışmanın güzelliğini bu sayede keşfettik” diye konuşan mezunlar, “Okulumuzu yönetemeyen ve biz var oldukça da asla istediği gibi yönetemeyecek olan bu otoriter anlayış bu mücadeleyi kazanamayacak. Çünkü bu yıkım ekibi gücünü nereden alırsa alsın karşısında daima ilk günlerin heyecanıyla direnen, hep daha iyiyi düşleyerek yaşayan Boğaziçililieri bulacak” ifadesini kullandı.
“Tüm Türkiye’ye örnek olan bir direnişin özneleri olmaktan gurur duyuyor, direndikçe neler başarabileceğimizi artık çok iyi biliyoruz” açıklamasını yapan mezunlar, Boğaziçi bileşenleri olarak kendilerine dayatılan keyfiliği, hukuksuzluğu, zorbalığı asla kabul etmeyeceklerini, ilkelere ve değerlere sahip çıkan, liyakate dayalı bir yönetim anlayışına kavuşabilmek için doğru politikaların üretilmesini talep etmekten, bu konuda ısrarcı ve takipçi olmaktan vazgeçmeyeceklerini duyurdu.