“Berke ve Perit neden özgürlüklerinden mahrum bırakıldı?”
Mezun nöbetinde buluşan Boğaziçililer, üç aydır tutuklu bulunan Berke Gök ve Perit Özen’in tahliyesine değinerek öğrencilerin neden 94 gün boyunca özgürlüklerinden mahrum bırakıldığını ve eğitim haklarının ihlal edildiğini sormaktan vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. Mezunlar, “Düşünce ve ifade özgürlüğünün bulunmadığı, temel hak ve özgürlüklere saygı duyulmayan bir dünyada hiç kimse için bir gelecek olamayacağını unutmamalıyız” diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi bir araya gelen mezunlar otuzbeşinci buluşmalarında, kayyum rektör Naci İnci’nin şikayeti üzerine tutuklanan ve üç aydır cezaevinde bulunan Berke Gök ve Perit Özen’in tahliyelerine değinerek öğrencilerin, tüm süreç boyunca haklı mücadelelerine sahip çıkarak metanetli duruşlarıyla herkese örnek olduklarını vurguladı.
“Kayyum yönetimini protesto ettikleri için Naci İnci’nin şikayeti ile 94 gün boyunca adeta rehin alınan Boğaziçi öğrencileri Berke Gök ve Perit Özen’in keyfi tutuklulukları nihayet sona erdi” diyen mezunlar, “Her iki öğrencimize de geçmiş olsun diyor, tüm süreç boyunca haklı mücadelelerine sahip çıkarak metanetli duruşlarıyla hepimize örnek oldukları; ancak bir arada durdukça gerçek anlamda özgürleşebileceğimizi bize gösterdikleri için teşekkür ediyoruz” ifadesini kullandı.
Adalet sisteminin iktidarın kendisi gibi düşünmeyen herkese karşı kullandığı bir baskı aracına dönüştüğünü hatırlatan mezunlar, ilk duruşmalarında tahliye edilen Berke ve Perit’in neden 94 gün boyunca özgürlüklerinden mahrum bırakıldığını ve eğitim haklarının ihlal edildiğini sormaktan vazgeçmeyeceklerini dile getirdi. Mezunlar, “Bugüne kadar yüzlerce öğrencinin niçin gözaltına alındığını, burslarının kesildiğini, yurtdışı çıkışlarının engellendiğini, akademisyenlerin neden savcılığa ifadeye çağrıldığını sorgulamaktan vazgeçmemeli; düşünce ve ifade özgürlüğünün bulunmadığı, temel hak ve özgürlüklere saygı duyulmayan bir dünyada hiç kimse için bir gelecek olamayacağını unutmamalıyız” diye konuştu.
Akademisyenler, öğrenciler ve mezunlar olarak direnişin birinci yılında 5 Ocak’ta Güney Meydan’da bir araya geldiklerini de hatırlatan mezunlar, “Bu buluşmamızda okulumuzu keyfî kararlarla, kaba kuvvet ve baskıyla yönetebileceğini, herkesi gözdağıyla sindirebileceğini zanneden kayyum yönetiminin yalnızlığı karşısında, bir yıldır korkmadan ve yılmadan yan yana durarak, doğru soruları ve doğru talepleri ısrarla dile getirerek nasıl çoğaldığımızı yeniden gösterme fırsatı bulduk” açıklamasını yaptı.
“Dayanışmanın değerini, dostluğun gücünü ve kucaklaşmanın güzelliğini sık sık hissettiğimiz bu yıldönümü haftasında bir kez daha hatırlatalım” diye konuşan mezunlar “Kampüsteki dilek ağacımıza astığımız tüm dileklerimizin gerçekleşeceği güne kadar biz buradayız” ifadesini kullandı.
Boğaziçi mezunları yaptıkları basın açıklamasında kendilerine dayatılan keyfiliği, hukuksuzluğu, yıldırma girişimlerini, zorbalığı kabul etmediklerini, bu ülkedeki tüm gençlerin ilkelere ve değerlere sahip çıkan, nitelikli, liyakate dayalı özerk ve özgür bir üniversite eğitimine kavuşabilmesi için bir arada durmaktan, bu konuda ısrarcı ve takipçi olmaktan vazgeçmeceklerini bir kez daha dile getirdi.