Boğaziçi mezunlarından direnişi genişletme çağrısı
Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, seçilmiş dekanların YÖK’ün de desteğiyle görevden alınmasının ardından senatonun kayyum yönetimi tarafından gasp edildiğini vurgulayarak direnişi genişletme çağrısı yaptı. “Bizimle aynı ideali paylaşan herkesle çok daha kararlı bir şekilde bir araya gelmeli, bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen yeni bir üniversite modeline kavuşmamızı sağlayacak politikaları vakit kaybetmeden konuşmaya başlamalıyız” diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi direnişine destek olmak, akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbette bir araya gelen mezunlar otuz dokuzuncu buluşmalarında, üç fakültenin seçilmiş dekanlarının görevden alınmasının ardından yaşananları değerlendirerek, senatonun Naci İnci ve ekibi tarafından gasp edildiğine dikkat çekti.
Dekanların soruşturma bahanesiyle görevden alınmasını fırsat bilen kayyum yönetiminin üniversitedeki üst yönetim pozisyonlarını kendi aralarında hiç vakit kaybetmeden paylaştıklarını vurgulayan mezunlar, bu şekilde son Senato toplantısında mükerrer oy kullanma fırsatı yakalayan ekibin bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi için öngörülen lisans programını, ilgili kurul ve komisyonlardan geçirmeden usulsüzce onayladığını belirtti.
“Üniversitemizin kalbi olan Senato’nun bu ‘çok şapkalı’ yıkım ekibi tarafından bu şekilde gasp edilmesi yalnız akademik işleyişe bir müdahale değil, Boğaziçi’nin demokrasi kültürünü de bilinçli şekilde yok etme girişimidir” diye konuşan mezunlar, demokratik olarak işleyen bir sistemin, senatoda sayısal çoğunluğu sağlamak için nasıl suistimal edildiğine dikkat çekti.
“Bu ‘fetih’ hırsıyla gençlerimizin geleceğine, nitelikli eğitim haklarına nasıl kastedildiğine şahit olmanın üzüntüsü içindeyiz” diye konuşan mezunlar, kendileriyle aynı ideali paylaşan herkesi bu anlayışa karşı mücadeleyi genişletmeye çağırdı.
“Geldiğimiz noktada gün, kamu zararı vermekten çekinmeyen, eğitim ortamının vasatlaşmasından kaygı duymayan, biat kültürünü dayatmak için çabalayan, aklını ve vicdanını kaybetmiş bu yönetim anlayışını sorgulama değil; ona karşı mücadelemizi çoğalarak nasıl büyütebileceğimizi düşünme günüdür“ diye konuşan mezunlar, Boğaziçi’nde yaratılmaya çalışılan hukuksuz ortamın tekil bir örnek olmadığına da dikkat çekti.
“Bu büyük saldırıya karşı bizimle aynı ideali paylaşan herkesle çok daha kararlı bir şekilde bir araya gelmeli, bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen yeni bir üniversite modeline kavuşmamızı sağlayacak politikaları vakit kaybetmeden konuşmaya başlamalıyız” diye konuşan mezunlar, ”Gençlerimizin nitelikli eğitim haklarını gasp eden bu zihniyete karşı ancak çoğalarak, taleplerimizde ısrarcı ve takipçi olarak kazanabiliriz” açıklamasında bulundu.