Mezun Nöbetleri – 26 Haziran 2022

Bugün 26 Haziran Pazar. Özerk ve özgür üniversite için verdiğimiz mücadelede akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz elli sekizinci  mezun nöbetimiz.

Üniversitemizde bilgi teknolojilerinden sorumlu dört akademisyenin, kişisel bilgilerimizin tehdit altında olduğunu ortaya çıkarmasıyla başlayan veri güvenliği skandalı, kayyum yönetiminin gayretiyle büyüyerek devam ediyor.

Kişisel verilerimizin üçüncü taraflarla onaysız paylaşıldığını, siber güvenlik hizmeti vermesi beklenen bir firmanın da, güvenliği tehdit edecek işlemler yapmak üzere talepte bulunduğunu öğrenmemizin ardından açıkça suç olan bu girişimlere yenilerinin eklendiğine şahit olduk: Yetkili kurullardan habersiz yürütülen bu hukuksuzluğun duyurulmasıyla akademisyenler görevden alındı, yandaş medya desteğe çağrıldı, hızla karalama kampanyası başlatıldı ve ilgili kurul lağvedildi.

Kayyum yönetimi, hiç kimseyi şaşırtmayan bu utanç verici “yavuz hırsız” rolünü oynarken yine şaşırmadığımız başka gelişmeler de yaşandı: Önce, veri gaspıyla gündeme gelen şirketlere ihaleyi veren yetkili kişinin, eski bir rüşvet operasyonunun şüphelisi olarak geçmişte tutuklandığına yönelik bir haber çıktı karşımıza, kısa bir süre sonra ise rektörlüğün talebi ve mahkeme kararıyla söz konusu haber sansürlenerek yayından kaldırıldı.   

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nu bilinçli bir şekilde ihlal eden bu otoriter anlayış bu skandallar zincirine son olarak emniyet birimlerini de dahil etti. Akademisyenlere yönelik başlatılan soruşturmayı bahane ederek emniyetten inceleme talep ettiğini, bazı önemli sunucuların konfigürasyon yedeklerinin ise bu birimler tarafından yedeklendiğini bildirdi.   

Veri gaspına ilişkin şeffaf bir soruşturmanın yapılabilmesi için bir an önce istifa etmesi gereken gayrimeşru yönetimin onun yerine hevesle yaratmaya çalıştığı bu Orwell dünyası, nasıl bir anlayışla mücadele ettiğimizi de çok iyi anlatıyor bize: Sırtını dayadığı siyasi iktidardan medet umarak, engelleyemediği direnişimizi ancak bu şekilde “gözaltı”na alarak kırabileceğine inanan, kimseye nefes aldırmazsa kendisinin de yaşayamayacağını farketmeyen çaresiz bir yönetim var karşımızda.  

Bugüne kadar hayata geçirdiği tüm baskıcı ve hukuksuz uygulamalara rağmen özerk ve özgür üniversite mücadelemizi  engelleyemeyen, sesimizi susturamayan ve son olarak çareyi suç işleyerek bizleri gözetlemekte bulan bu otoriter anlayışa karşı haklarımızın sonuna kadar takipçisi olacağımızı, kişisel güvenliğimize tehdit oluşturan tüm girişimlerin bir gün mutlaka hukuk önünde hesabının sorulması için mücadele edeceğimizi yeniden hatırlatırız.

Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm uygulamalar ve atamalar sona erdirilene kadar biz buradayız. İşlerine ve derslerine son verilen akademisyenlerle, üç fakültenin seçilmiş dekanlarının görevlerine iade edilmesini, hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili kararın geri alınmasını, direnenlere  uygulanan baskı ve şiddetin sona erdirilmesini talep ediyor, gayrimeşru yönetimin veri gaspına ilişkin sorularımıza  en kısa sürede cevap vermesini bekliyoruz.

Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.