Bugün 10 Temmuz Pazar. Özerk ve özgür üniversite için verdiğimiz mücadelede akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz altmışıncı mezun nöbetimiz.
Direnişimizin 550 gününü geride bıraktığımız bu hafta, tüm bileşenler olarak farklı duyguları bir arada yaşadığımız özel bir hafta oldu.
Her yıl üniversitemizin stadyumunda düzenlenen toplu mezuniyet törenini eylem korkusundan iptal eden kayyum yönetimi, farklı günlerde fakültelerin düzenlediği resmi törenlere dahi katılamazken, öğrencilerin mezuniyetlerini hep birlikte kutlamak için organize ettikleri alternatif törene de engel olmaya çalıştı; katılanları mezun kartlarını iptal etmekle, kampüse almamakla tehdit etti, Alternatif Mezuniyet Töreni sırasında da özel güvenlikçiler aracılığıyla huzursuzluk yaratmanın yollarını aradı.
Tüm bunlar, direnişin başından beri hukuksuz ve usulsüz uygulamalarla, baskıcı gövde gösterileriyle okulumuzu ele geçireceğini zanneden çaresiz bir yönetimin kendini hapsettiği hazin karanlığı gösteriyor bize. Hayata geçirmeye çalıştığı otoriter yönetim anlayışıyla şimdiye kadar sadece kendini korkutmayı başaran, bu nedenle mezunlarının, ailelerinin ve akademisyenlerin yüzüne bakamayan, korktukça daha çok hata yapan bu gayrimeşru yönetim sadece çaresizliğini değil yetersizliğini de böylece bir kez daha ortaya koymuş oldu.
Bu yönetimin hafta içinde bizleri öfkelendiren, üzen tüm girişimlerine, tüm engellemelerine rağmen mezuniyetlerini coşkuyla, bir arada ve dayanışma ruhuyla kutlayan öğrencileri en içten dileklerimizle kutlarız.
Aramıza hoşgeldiniz.
Alternatif Mezuniyet Töreni’nde de tüm Türkiye’ye gösterdiğiniz o çok renkliliğinizi, yaratıcılığınızı, heyecanınızı ve neşenizi daima korumanızı; daha iyi bir ülke, daha iyi bir gelecek umudunuzu kaybetmemenizi dileriz.
Nerede olursanız olun o kampüsün size ait olduğunu, tüm canlılarıyla birlikte orada büyüdüğünüzü asla unutmayın. Karamsarlığa düştüğünüz anlarda dayanışmamızın gücüyle bugüne kadar neler başardığımızı ve birlikte daha neler yapabileceğimizi düşünün.
Özerk, özgür ve demokratik üniversite mücadelemizde yalnız değiliz ve olmayacağız.
Sizin de pankartlarla dile getirdiğiniz gibi, hayatın iktidara direniş olduğu bu zor zamanları bir gün mutlaka geride bırakacak, iyi ve doğruyu hep beraber arayarak katılımcı, demokratik, şeffaf, hesap verebilir ve denetlenebilir bir yönetime er ya da geç kavuşacağız. İnanın.
Yolunuz açık, dayanışmanız daim olsun.
Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm uygulamalar ve atamalar sona erdirilene kadar biz buradayız. İşlerine ve derslerine son verilen akademisyenlerle, üç fakültenin seçilmiş dekanlarının görevlerine iade edilmesini, hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili kararın geri alınmasını, direnenlere uygulanan baskı ve şiddetin sona erdirilmesini talep ediyor, gayrimeşru yönetimin veri gaspına ilişkin sorularımıza cevap vermesini bekliyoruz.
Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.