Bugün 17 Temmuz Pazar. Özerk ve özgür üniversite için verdiğimiz mücadelede akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz altmış birinci mezun nöbetimiz.
Üniversitemizde dört akademisyenin geçen ay ortaya çıkardığı veri güvenliği skandalıyla bağlantılı her hafta yeni bir gelişme yaşanıyor.
Hatırlanacağı gibi, önce tüm Boğaziçililerin kişisel verilerinin yetkili kurullar bilgilendirilmeden ve kullanıcıların onayı alınmadan özel bir şirkete açıldığını öğrenmiş, ardından bir dizi rezilliğe hep birlikte şahit olmuştuk.
Usulsüzlüğü tespit eden dört akademisyen iktidar yanlısı medyanın da hedef göstermesiyle görevlerinden uzaklaştırılmış, daha sonra üçü hakkında bu karar kaldırılmış, ilgili kurum lağvedilmiş, veri gaspına izin veren kişinin bir rüşvet operasyonunun şüphelisi olduğu yönünde basında haberler yer almış ve kısa süre sonra bu haberlere de sansür getirilmişti. Ayrıca Bilgi İşlem çalışanlarının bilgisayarlarına emniyet tarafından el konulduğu, kritik sunucuların konfigürasyon yedeklerinin de yine bu birimlerce yedeklendiği hatta gayrimeşru yönetimin siber-güvenliği riske sokacak başka anlaşmalara hazırlandığı da yine bu skandalla birlikte öğrendiğimiz gerçeklerdi.
Geçen hafta ise yine bu skandalla bağlantılı bir sahtekarlık ve casusluk girişimine şahit olduk.
Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreterlik görevine beş ay önce tepeden inme bir kararla getirilen Hasan Fehmi Topal’ın bir yurtdışı mezun whatsapp grubuna, son derece yaratıcı bir sahte isim ve mezun bilgileriyle dahil olduğu, yaşanan veri güvenliği skandalına dair bilgi amaçlı yazışmalar yaptığı ortaya çıktı.
Bu platform üzerinden konuyla ilgili istihbarat almaya çalışan, bunu yaparken bizlere karşı tehditkar ifadeler kullanan Topal’ın yazışmalarında ayrıca veri güvenliği skandalını deşifre eden akademisyenlere ve çalışanlara da mesnetsiz suçlamalar yönelttiği anlaşıldı.
Bu konuya ilişkin yurtdışında ve Türkiye’de yaşayan Boğaziçi mezunları olarak hafta içinde yaptığımız çağrımızı buradan da tekrarlamak istiyor, liyakat, dürüstlük, güvenilirlik ve iyi niyet gibi üniversitemizin temel değerlerini benimsemediği açık olan Genel Sekreter Hasan Fehmi Topal’ı ve başta Naci İnci olmak üzere diğer tüm kayyumları derhal istifaya çağırıyoruz.
Sırtınızı siyasi iktidara dayayarak aldığınız yolun sonuna geldiniz. O koltuklarda oturmayı hak etmediğinizi çok iyi biliyor, bu nedenle de ölesiye korkuyorsunuz. Bu korku ve çaresizlik içinde kendinizi bile utandıracak eylemlere girişirken şunu unutmamanızı isteriz:
Bu ülkede özerk ve özgür üniversite mücadelesi veren bizler, karamsarlığa düştüğümüz her an bu korkunuzu hatırlıyor, bize yaşattığınız karanlığı yok etmek için tüm irademiz ve kararlılığımızla bir arada durmaya, eylemliliğimizi sürdürmeye daha fazla gayret gösteriyoruz. Kamuoyu önünde rezil olmayı bile göze aldığınız gülünç girişimleriniz, hukuk tanımazlığınız ve değer bilmezliğiniz sizin beklentilerinizin aksine bizi yıldırmıyor; mücadelemizin anlamını ve haklı olmanın gücünü hepimize sık sık hatırlatıyor.
Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm uygulamalar ve atamalar sona erdirilene kadar biz buradayız. İşlerine ve derslerine son verilen akademisyenlerle, üç fakültenin seçilmiş dekanlarının görevlerine iade edilmesini, hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili kararın geri alınmasını, direnenlere uygulanan baskı ve şiddetin sona erdirilmesini talep ediyor, gayrimeşru yönetimin veri gaspına ilişkin sorularımıza cevap vermesini bekliyoruz.
Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.