Bugün 3 Aralık 2023 Pazar. Özerk ve özgür üniversite için verdiğimiz mücadelede akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz yüz otuz ikinci mezun nöbetimiz.
Kayyım yönetimin seçilmiş Senato temsilcilerinin itirazlarına rağmen Boğaziçi Üniversitesi Vakfı’na (BÜVAK) önceki hafta atadığı 65 yeni mütevelli üyesine ilişkin bilgiler, üniversitelerin siyasetle nasıl iç içe yönetildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. BÜVAK listesinde yer alan isimler arasında AKP’li siyasetçiler ve AKP’ye yakın iş insanlarının yanısıra yine AKP’ye yakınlığıyla bilinen Boğaziçi Üniversiteliler Derneği (BURA) üyeleriyle, rektörlüğün keyfi harcamalarına itiraz ettiği için BÜVAK’a paralel olarak kurulan BÜVAKIF’ın üyeleri bulunuyor. Listede ayrıca üniversitemizde kişiye özel ilanlarla ve birimlerin itirazlarına rağmen kadroya alınan çok sayıda öğretim üyesi de yer alıyor. Bu son listeyle kayyım yönetim tarafından yakın zamanda BÜVAK’a atanan yandaş mütevelli sayısı 163’e çıkarken, daha önce aynı şekilde vakfa yerleştirilen 98 kişilik ilk gruba karşı açılan dava ise devam ediyor.
Koltuk kaparak güç devşirme ve üniversitemizi siyasi bağlantılarla ele geçirme girişimi devam ederken kayyım yönetimin Boğaziçi’ni Boğaziçi yapan değerlere ve kurumlara yönelik saldırıları da hız kesmiyor. Türkiye’de sinema çalışmalarına katkı sunan en değerli kurumlardan biri olan, 24 yıldır ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok sanatçı yetiştiren Mithat Alam Film Merkezi’nin faaliyetleri geride bıraktığımız hafta içinde rektörlük kararıyla durduruldu. Merkezin iki yöneticisini bir yıl önce işten çıkaran gayrimeşru yönetim, bugüne kadar kurumu açıkça işlevselleştirmeye çalışmış, öğrencilerin merkeze erişimini kısıtlarken, yandaş kadrolara da merkez içinde koltuk bulmaya uğraşmıştı. Sinema camiasından da tepki çeken bu girişimlerin ardından, özgür, yaratıcı ve katılımcı yapısıyla bugüne kadar genç sinemacılara destek olan, sinema arşivinin oluşturulması için çalışmalar yapan, sayısız proje üreten Mithat Alam Film Merkezi’nin kapatılması ülkemizin kültür ortamına vurulan ağır bir darbedir ve mücadele ettiğimiz anlayışın dokunduğu her şeyi kendine benzetmekten başka bir şey bilmediğini, yaratıcı, özgür ve çoğulcu her tür faaliyetten ölesiye korktuğunu göstermektedir.
Teleiletişim ve Enformatik Araştırma Merkezi’ndeki 16 yıllık laboratuvar ve ofisleri geçen hafta sahiplerine izin vermeden çöp torbalarıyla boşaltan kayyım yönetimin bu hafta da 16 yıldır devlet desteği alan TAM araştırma projesinin yürütücülüğünü Prof. Dr. Cem Ersoy’dan alarak, projede deneyimi olmayan ve üniversiteye iki yıl önce atanan bir isme verdiğini öğrendik. Sıra dışı nedenler olmadıkça örneğine rastlanmayan böyle bir uygulama, araştırma projesi desteğine ilişkin usullere de aykırıdır. Bu tür bir keyfi uygulama öğretim üyelerini yeni araştırma projelerinden uzaklaştıracağı gibi AB ve TÜBİTAK gibi dış kurumların desteğini de tehlikeye atar. Kayyım yönetimi bu girişimiyle üniversitemizin araştırma ortamına verdiği zararlara bir yenisini eklemiştir.
Kayyım yönetimin akademi içindeki kadrolaşma çabaları da “adrese teslim” ilanlarla devam ediyor. Naci İnci’nin kendi öğrencisi için Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü’nde açtığı kadro ilanına mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı gelmesine rağmen aynı hafta içinde Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim dalı için, bölüm bilgisi ve onayı dışında yeni bir “adrese teslim” ilan daha verildi. Hukuka aykırılığı mahkemelerce karara bağlanan atamalarla da, üniversitemizi ele geçirmek için yapılan usulsüz ve hukuksuz uygulamalarla da sonuna kadar mücadele edecek; iyi ve doğru her faaliyeti, özgür ve yaratıcı her düşünceyi engellemeyi, farklı renkleri ve çok sesliliği baskıyla soldurmayı, susturmayı marifet sayan bu karanlık anlayışa asla teslim olmayacağız.
Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm uygulamalar ve atamalar sona erdirilene kadar biz buradayız. İşlerine ve derslerine son verilen akademisyenlerle, seçilmiş dekanların ve enstitü müdürünün görevlerine iade edilmesini, hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili kararın ve direnenler hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış soruşturmaların geri alınmasını, mezunlara yönelik engellemelerin kaldırılmasını ve yargı kararlarına ivedilikle uyulmasını talep ediyoruz.
Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.