Bugün 1 Ağustos 2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz onüçüncü nöbetimiz.
Boğaziçi bileşenleri olarak özgür akademi, özerk üniversite talebiyle yedi aydır sürdürdüğümüz direnişimizde bu hafta, üniversitemizin tarihinde ilk kez yaşanan gelişmelere tanık olduk.
Akademisyenlerin başlattığı rektör adayı belirleme süreci, dünya çapında 17 değerli ismin üniversite yönetimine talip olması ve meslektaşlarından güven oyu almasıyla sona erdi. Buna paralel olarak öğrenciler, idari kadro ve mezunlar da bir destek oylaması gerçekleştirdiler.
Bu süreç sonunda YÖK’ün önünde Boğaziçi rektörlüğü için üniversitenin desteklediği uzun bir aday listesi bulunuyor. Üniversitemizin ilkelerine sadık kalacaklarını duyuran bu isimler, son yedi ayda yaşananların tekrarlanmaması, kuruma verilen hasarın hızla giderilebilmesi için çalışacaklarını beyan ederek üniversitelerde yaşanan yönetsel krizlerin aşılabilmesi için, değişim koşullarının oluşmasına katkı sağlayacaklarını duyurdular.
Öncelikle YÖK’ün ve diğer ilgili kurumların bu çağrıyı ciddiye almasını, doğru değerlendirmesini ve yükseköğretimde yeni bir yönetişim modeline geçebilmemizi sağlayacak adımları, önerileri tartışmaya açmasını talep ediyoruz.
2 Ağustos’tan sonra yaşanacak gelişmeler ne yönde olursa olsun bizler, bu geçiş sürecinde, bu taleplerimizin takipçisi olacak, bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen yeni bir üniversiteye kavuşmamızı sağlayacak yasal düzenlemelerin hayata geçmesi için mücadele edeceğiz.
Boğaziçi direnişi Türkiye için bir milat olsun istiyoruz.
Bizleri tüm farklılıklarımıza rağmen bir araya getiren bu direniş bundan sonra sadece bizi değil Türkiye’yi ileriye taşısın istiyoruz. “Boğaziçi dersleri” hepimize gerçekten ders olsun istiyoruz.
Çünkü sorunları ortada olan mevcut sistemi bu inanç, ısrar ve gayretle geride bırakabileceğimize, şimdiye kadar ertelenen, görmezden gelinen çözüm önerilerini tüm bileşenlerin ve aynı ideali paylaşan tüm kesimlerin katılımıyla tartışıp politika üretebileceğimize gönülden inanıyoruz.
Bizler, üniversitemizin kurumsal işleyişine zarar veren gayrimeşru tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar buradayız. Akademisyenlerin açtığı sayısız davanın da, öğrencileri eğitim haklarından mahrum bırakan soruşturma ve yargılamaların da takipçisi olmaya devam ediyoruz.
Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.