Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 3 Ekim 2021

“Kayyumluk sistemi demokratik yönetim anlayışına zarar veriyor”

Kayyum rejimi altında Boğaziçi Üniversitesi’nde büyük bir yönetim krizi yaşandığına dikkat çeken Boğaziçi mezunları yaptıkları açıklamada, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite için mücadele ettiklerini belirterek “Ancak böyle kurumlar kamusal fayda sağlayabilir ve gençlere değerli bir gelecek sunabilir”diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları yirmiikinci buluşmalarında, üniversitede yaşanan sorunları gündeme getirerek kayyum rejiminin sorumluluğunda olan işlerin, bilgi ve birikim eksikliği, keyfi ve art niyetli yaklaşımlar nedeniyle yürütülemediğine dikkat çekti.  

Yeni akademik yıl başlarken ders programlarını ve kampüs hayatını birbiriyle uyum içinde, bölümlerin talep ve programları çerçevesinde düzenleyemeyen atanmış yönetimin, yaşanan yurt sorununa yaklaşımıyla da beceriksizliğini ortaya koyduğunu beirten mezunlar “Üniversitemizde her alanda büyük bir yönetim krizi yaşanıyor. Kayyumluk sisteminin bir sonucu olan kifayetsiz kadrolar, yönetim becerisinden eksik, kibirli yaklaşımlarıyla üniversitemizin kurumsal kimliğine ve demokratik yönetim anlayışına büyük zarar veriyor” açıklamasında bulundu.  

Sekiz yıldır sinema dersleri veren Özcan Vardar’ın dersinin kapatılmasına da değinen mezunlar, kayyum yönetiminin, sorumluluklarını yerine getirmeye değil,   sistematik hale gelen ders düşmanlığıyla Boğaziçi direnişini tasfiye etmeye çalıştığını belirtti.  

Boğaziçi Üniversitesi’nde dokuz aydır yaşananların ülkenin değerlerinden  olan bir kamu üniversitesine, bilinçli şekilde yapılan saldırılar olduğunu söyleyen Boğaziçi mezunları,  “Kayyum rejiminin ne olduğu, ele geçirilmek istenen kuruma  zarardan başka bir şey sağlamadığı, bu düşmanca uygulamalar ve hukuksuzluklarla çok net bir şekilde görülmektedir. Yaratılmak istenen bu sistemin dikiş tutmayacağı, kurumları yönetilemez hale getirip sonuçta ülkeye zarar vereceği açıkça ortadır” diye konuştu.

Bu rejime karşı durmak, demokratik düzeni yıkıcı her adımına itiraz etmek ve yıkımı engellemek için mücadelelerini ilk günkü şevkle sürdürdüklerine dikkat çeken mezunlar, bu direnişe destek olmak için kampüse gelen farklı üniversitelerde görev yapan Boğaziçi mezunu akademisyenlerin eylemine de değindi.

“Bu dayanışma ruhu, ne kadar güçlü bir aile olduğumuzu , akademisyenlerin son nöbetinde bir kez daha hatırlattı” diyen mezunlar,  “Boğaziçi mezunu akademisyenlerin kampüse gelerek direnişe destek olması, sadece Boğaziçi için değil Türkiye’deki tüm üniversiteler için cüppeleriyle, hep birlikte rektörlüğe sırtlarını dönmesi, omuz omuza durmanın gerçek anlamını herkese gösterdi “ şeklinde konuştu.   

Yaptıkları açıklamada, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali için mücadele ettiklerini vurgulayan Boğaziçi mezunları, ancak böyle kurumların kamusal fayda sağlayabileceğini, gençlere değerli bir gelecek sunabileceğini belirtti.