Bugün 2 Ocak Pazar. Kayyum yönetimine karşı tüm bileşenler olarak başlattığımız direnişimizin birinci yıldönümü. Akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz otuzdördüncü mezun nöbetimiz.
Özerk ve özgür üniversite mücadelesi içinde, dayanışma ve direniş ruhuyla dört mevsimi, 365 günü geride bıraktık.
Üniversitemizi yönetemeyen otoriter bir anlayışın hoyratlığıyla geçirdiğimiz bu 365 günün sonunda elimizde ağır bir hasar raporu olsa da, bu süre içinde Boğaziçi bileşenleri olarak uzun bir direniş kronolojisi, hiç yılmadan sürdürdüğümüz bir eylemlilik listesi yaratmayı da başardık.
Kayyum rektörün şikayeti üzerine 89 gündür adeta rehin tutulan, yeni yıla cezaevinde giren Berke Gök ve Perit Özen başta olmak üzere çok sayıda öğrenci hakkında devam eden dava ve soruşturmaları, savcılığa ifadeye çağrılan akademisyenleri, bir gecede kurulan fakülte ve enstitüleri, tepeden atanan yöneticileri, kapımıza vurulan kelepçeyi konuştuğumuz bu bir yıl içinde itiraz eden herkese uygulanan şiddet ve baskı politikalarına da, senatoda koltuk kapmak için oynanan oyunlara da birlikte direndik.
Yine bu 365 günde Boğaziçi bileşenleri olarak keyfi uygulamalar, işten çıkarmalar karşısında itirazımızı her mecrada dile getirirken bir yandan da arazi talanıyla mücadeleye giriştik, intihal dosyaları hazırladık, öğrencileri darp eden güvenlikçileri teşhir ettik, onların maruz kaldığı polis takibini, muhbirlik dayatmalarını tüm kamuoyuna duyurmayı başardık; ve bir kayyum rektörün gidişini şarkılarla, danslarla kutladık.
Bu 365 gün, nasıl bir üniversite istediğimizi daha fazla düşündüğümüz, tartıştığımız bir yıl da oldu bizim için. Bu konudaki önerilerimizi Meclis dahil pek çok platformda dile getirirken okulumuzda yeni bir rektör seçimi yapabileceğimizi de herkese gösterme fırsatı bulduk.
Bizimle aynı ideali paylaşan herkesle çoğalmaya çalıştığımız, bu niyetle çok değerli ortaklıklar kurduğumuz bu bir yılda bize moral veren, mücadelemizin takdir gördüğü önemli ödüller de aldık.
Evet, herkes için uzun ve yorucu ama bir o kadar da öğretici, dönüştürücü ve son derece değerli bir yılı geride bıraktık.
Hiçbirimiz bir yıl önceki biz değiliz artık; birlikte büyüdük, değiştik, geliştik, tüm farklılıklarımıza rağmen bu eşsiz mücadeleye ortak olmayı, yaşadıklarımızdan ders çıkarmayı öğrendik; eylemliliğimizi sürdürme becerisini böyle kazandık, dayanışmanın güzelliğini bu sayede keşfettik.
Okulumuzu yönetemeyen ve biz var oldukça da asla istediği gibi yönetemeyecek olan bu otoriter anlayış bu mücadeleyi kazanamayacak. Çünkü bu yıkım ekibi gücünü nereden alırsa alsın karşısında daima ilk günlerin heyecanıyla direnen, hep daha iyiyi düşleyerek yaşayan Boğaziçililieri bulacak.
Hiçbir şey değişmiyor dediğimiz anlarda aslında bizim sayemizde ne çok şeyin değiştiğini birbirimize hatırlatarak, umutla yol aldığımız bu bir yılda tüm Türkiye’ye örnek olan bir direnişin özneleri olmaktan gurur duyuyor, direndikçe neler başarabileceğimizi artık çok iyi biliyoruz.
Yeni yılda da bize dayatılan keyfiliği, hukuksuzluğu, zorbalığı kabul etmeyecek, ilkelere ve değerlere sahip çıkan, liyakate dayalı bir yönetim anlayışına kavuşabilmemiz için doğru politikaların üretilmesini talep etmekten, bu konuda ısrarcı ve takipçi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm uygulamalar, atamalar, ders kapatmalar, kampüs yasaklamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar biz buradayız.
Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işlerine son verilen Can Candan ve Mohan Ravichandran’ın görevlerine iade edilmelerini, Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar’ın derslerinin devamını, öğrenci ve akademisyenlere yönelik tüm soruşturma ve davaların sona erdirilmesini, Berke ve Perit’in derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
2022’nin Türkiye’de özgür, özerk ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite idealini hep birlikte gerçekleştirebileceğimiz, gençlerimize çok daha güzel bir gelecek hazırlayabileceğimiz bir yıl olması dileğiyle…
Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.