Boğaziçi mezunlarından dayanışma çağrısı: “Gün mücadelemizi çoğaltma günüdür”
Boğaziçi Üniversitesi’nde seçimle göreve gelmiş üç dekanın YÖK tarafından görevden alınmasını akademisyen nöbetine katılarak protesto eden mezunlar, kayyum zihniyetine karşı dayanışmayı genişletmek için çağrıda bulundu. Mezunlar, “Üniversitelerimizi tamamen kaybetmek istemiyorsak, hiç vakit kaybetmeden bizimle aynı ideali paylaşanlarla çok daha yapıcı işbirlikleri kurmalı, doğru politikaların üretilmesi konusunda hep birlikte mücadele etmeliyiz” diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum yönetimine karşı bir yılı aşkın süredir devam eden direniş, seçimle iş başına gelen üç fakülte dekanının önceki gün YÖK tarafından görevden alınmasıyla yeni bir ivme kazandı.
Her gün rektörlük binasına sırtlarını dönen akademisyenlerin nöbetine bugün aralarında mezunların da bulunduğu kalabalık bir bileşenler grubu eşlik etti. Yaptıkları basın açıklamasıyla son gelişmeleri protesto eden Boğaziçi mezunları üç fakülte dekanının YÖK tarafından haksız ve teamüllere aykırı bir şekilde görevden alınmasının ardından üniversitenin, seçilmemiş isimlerin yönetimine mahkum edildiğini vurguladı.
“Okulumuzu ele geçirmek için her yolu deneyen ancak başarılı olamayan kayyum zihniyeti, devlet kurumlarıyla işbirliği yaparak ve kamu otoritesini kötüye kullanarak hukuka ve katılımcı yönetişim ilkelerine aykırı bir müdahalede bulunmuş, ülkemizin en değerli kamu üniversitelerinden birinde, üniversitemizde, bir yıldır yaşanan tahribatı ve kıyımı derinleştirmiştir” ifadesini kullanan mezunlar, bu müdahaleyi kabul etmediklerini, seçilmiş dekanların en kısa sürede görevlerine iade edilmelerini talep etti.
“Gün, kuralsızlığı ve yasa tanımazlığı kendine şiar edinen, meşru her itiraza tehdit ve kaba kuvvetle saldıran, ülkemizin en değerli kurumlarının içini boşaltıp yöneteceğini zanneden bu anlayışa karşı, sesimizi daha da gür çıkarma, eylemliliğimizi genişletme, mücadelemizi çoğaltma günüdür” diyen Boğaziçi mezunları, kendileriyle aynı ideali paylaşan herkesi dayanışmaya çağırdı.
Mezunlar yaptıkları açıklamada, “İyiyi ve doğruyu yok etmekten başka hedefi olmayanların ve bu yıkım siyasetiyle barışık yaşayanların elinde adeta rehin tutulan üniversitelerimizi tamamen kaybetmek istemiyorsak, hiç vakit kaybetmeden çok daha yapıcı işbirlikleri kurmalı, doğru politikaların üretilmesi konusunda hep birlikte mücadele etmeliyiz” ifadesini kullandı.
Siyasi amaçlara hizmet eden keyfi ve hukuksuz uygulamaların ısrarla sürdürüldüğü, hukukun baskı ve yıldırma aracı olarak kullanıldığı, özerk ve özgür üniversitelerin yok edilmek istendiği, hatta bu talebi duyuran afişlere bir gün bile tahammül edilemeyen bir ülkede, hiç kimse için güvenli bir gelecek olamayacağına dikkat çeken mezunlar, “Türkiye’nin bugün yaşadığı yönetim krizinin bir izdüşümüne şahit olduğumuz okulumuzu bu yasa tanımaz, totaliter anlayışa bırakmayacak, karşılaştığımız her hukuksuzluğun yasalar önünde bir gün mutlaka hesabının sorulması için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz” diye konuştu.
Boğaziçi bileşenleri olarak bir yıldır, Türkiye’nin tüm üniversiteleri özgürce bilim üretebilsin diye mücadele verdiklerini hatırlatan mezunlar, “Gücümüzü haklılığımızdan alıyor, gençlerimize değerli bir gelecek sunabileceğimiz bir ülke hayaliyle direniyoruz. Pek çok alanda bizler gibi mücadele verenlerle buluştukça, birbirimize cesaret verdikçe çoğalacak, bu koyu karanlığı mutlaka aydınlatacağız” açıklamasında bulundu.