BUiM Duyuru – Boğaziçi Gözaltında!

BUiM’den Açıklama:

Boğaziçi Gözaltında!

19 Mart Pazartesi günü Boğaziçi Üniversitesi’nde, “Afrin zaferi için lokum” dağıtan bir grup öğrenci ile, “İşgalin, katliamın lokumu olmaz” pankartı açan diğer bir grup öğrenci arasındaki tartışma, fiziksel bir çatışmaya dönüşmeden grupların dağılması ile sonlanmıştır.

Farklı görüşteki öğrenciler arasında kalması gereken bu tartışma ertesi gün üniversite önünde basın açıklaması yapan, içinde AKP gençlik kollarının da yer aldığı bir grup tarafından bambaşka bir boyuta çekilmiş, Boğaziçi Üniversitesi “terörist yuvası” ve “gayri milli” ilan edilmiş, medya ve sosyal paylaşım kanalları üzerinden ağır bir karalama kampanyası başlatılmıştır. “İşgalin, katliamın lokumu olmaz” söylemi, “şehitlere saygısızlığa” dönüştürülmüştür.

Emniyet birimleri kamera kayıtlarına dayanarak 10’dan fazla öğrenci hakkında yakalama kararı çıkarmış, bu öğrencilerden 5’i 22 Mart’ta sabaha karşı düzenlenen operasyonlarla gözaltına alınmıştır. Bu uygulamaları protesto etmek üzere basın açıklaması yapmak isteyen öğrencilerden 7’si ise gözaltına alındıktan sonra polis tarafından darp edilerek serbest bırakılmıştır. Gözaltılar halen devam etmektedir.

Bu süreçte, Üniversite Rektörlüğü tarafından yapılan kamuoyu açıklamasında, Afrin’in fethi için lokum dağıtan öğrencilerin ifade özgürlüğü savunulurken, Afrin’e girilmesini kutlamaya karşı çıkan öğrenciler saldırgan olarak ifade edilmiştir. Açıklama, üniversite yönetiminin öğrencilere eşit mesafede durmadığını ve tarafsızlık ilkesi ile hareket etmediğini göstermiştir. Bu yönetim tarzı, sorunlarını kendi irade ve inisiyatifi ile çözmeye alışık Boğaziçi geleneğiyle çelişmekte ve üniversiteyi sadece belli bir ideolojinin faaliyet alanına dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır.

Boğaziçi Üniversitesi’nin çoğulcu ve özgürlükçü geleneği ile bu tür gerginlikleri kendi iradesiyle çözme azmi, kampüslerimizdeki barışçıl atmosferin bugüne kadar korunmasında kritik bir rol oynamıştır. Ne var ki son yıllarda bu geleneğin ciddi bir şekilde aşındırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Biz mezunlar, demokratik değerleri giderek daha ağır bir kuşatma altına alınan, bazı medya organları tarafından pervasızca karalanıp terörist yatağı olmakla itham edilen, 150 yıllık eğitim geleneği hiçe sayılarak hâkim gücün baskın retoriği karşısında hazır ola davet edilen üniversitemizin özerkliğini, özgünlüğünü ve değerlerini günden güne korumakta zorlandığını büyük bir kaygı ve üzüntü ile takip etmekteyiz.  Son olaylarla ile ilgili yapılan yorumlar dikkate alındığında Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve akademisyenlerine yönelik baskıların “terörle mücadele” gerekçesiyle devam edeceğine ilişkin bir öngörüde bulunmak ne yazık ki zor değildir.

Tüm bu olanlar karşısında üniversitemizde düşünce ve ifade özgürlüğü ilkesi ile farklı fikirlerin tartışılabilmesini sağlayacak bir ortam sağlanmasını, üniversite yönetiminin öğrencilerin tümüne eşit ve tarafsız davranmasını, muhalif düşüncenin vatan hainliği olarak nitelendirilmemesini, itiraz ve protesto hakkının tanınmasını ve polis müdahalesi ile sonuçlanmamasını istiyoruz!

Üniversitemizin çoğulcu, özgürlükçü, seküler değerlerinin korunması ve geliştirilmesi için elinden gelen maddi ve manevi desteği sunmaya çalışan biz mezunlar, camiamızın tüm bileşenlerini bu hassas süreçte birlikte hareket etmeye, Üniversitemize, öğrencilerimize, hocalarımıza ve demokrasimize sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi İçin Mezunlar Girişimi

 

Kilyos Share & Grow Programımıza Katılın!

Sevgili BUiM üyeleri,
Üniversitemize sahip çıkmanın bir yolu da, öğrencilerini tanımaktan, onları okulumuzun temel değerleri ile tanıştırmaktan ve eğitimlerine değer katmaktan geçer. BUiM bu amaçla Share&Grow programını tasarladı.
21 Şubat’ta Kilyos Kampüs’te programımızın tanıtımını yapacağız ve aramıza yeni katılan Boğaziçililerle tanışacağız. Share&Grow programımızı etkin biçimde uygulayabilmek için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Sizi programımızı yakından tanımak, nasıl destek verebileceğinizi konuşmak ve genç Boğaziçililerle tanışmak üzere etkinliğimize davet ediyoruz.
Üniversitemize ve genç Boğaziçililere sahip çıkmak için birlikte yola çıktık, birlikte yürümeye devam edelim.

21 Şubat 19:30’da Kilyos Kampüs’te görüşmek üzere….

BUiM Kilyos Kampüs Çalışma Grubu

Humanities by Night

Bo​ğaziçi Üniversitesi için Mezunlar Girişimi olarak y​ola çıktığımızda “BUradayız, Sahip Çıkıyoruz” demiştik. Verdiğimiz bu sözü Üniversitemiz ile birlikte gerçekleştireceğimiz Humanities​ by Night etkinliği ile perçinliyor, mezunlar olarak Humanities dersleri için yeniden Boğaziçi’nde buluşuyoruz.

Ayrıntılı bilgi için Humanities By Night sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

HUMANITIES BY NIGHT

BUiM’den Açıklama

TEBRİKLER!

Boğaziçi Üniversitesi’nin

150 yıllık köklü tarihine ve evrensel değerlerine,

Eşitlikçi, barışçı ve özgürlükçü kimliğine,

Türkiye’yi her alanda başarıyla temsil eden saygın

Akademisyenlerine,

Ülkemizin en değerli ve yetkin işgücünü oluşturan

Mezunlarına,

Türkiye’nin dört bir yanından bir araya gelerek kardeşlik ve barış içinde eğitimlerine devam eden

Öğrencilerine,

KENDİ EVLERİNDE YÖNELTİLEN HAKSIZ ELEŞTİRİLERE ALKIŞ TUTAN VE ASLA TÜM MEZUNLARI TEMSİL ETMEYEN

Boğaziçi Üniversiteliler (!) Derneği BURA’yı

TEBRİK EDERİZ.

BUİM’in CUMHURİYET GAZETESİ DAVASINA DAİR AÇIKLAMASI

Çağlayan Adliye’sinde görülmekte olan “Cumhuriyet Gazetesi” davası bir hukuk komedisi veya trajedisi olarak ilerliyor. Gazetenin yazarları, vakıf yöneticileri ve avukatları yıllardır Fetullah Gülen örgütüyle aktif olarak mücadele etmelerine rağmen bugün “FETÖ terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgütle bağlantılı olmak” nedeniyle yargılanıyorlar. Mahkeme salonu, sanık sandalyesinde oturanların onurlu bir hukuk ve gazetecilik dersi verdiği üniversite amfisine dönüşüyor…

Biz Boğaziçi Üniversitesi İçin Mezunlar Girişimi olarak Cumhuriyet Gazetesi davasında yargılananın gerçekte şahıslar değil ifade özgürlüğü olduğunu, halkın bağımsız ve nesnel haber alma hakkının gasp edilmek istendiğini biliyoruz. Ve yine biliyoruz ki basın özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı, hükmedenlerin sesi, tek tip bir medyanın olduğu bir ülkede eleştirel düşünce gelişemez, çokseslilik var olamaz ve temel insani değerler gelişme fırsatı bulamaz. Ülkemizin uygar geleceği adına bütün sanıklarla dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyor, basın üzerindeki baskıların son bulmasını talep ediyoruz.
#GazetecilereÖzgürlük

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İÇİN MEZUNLAR GİRİŞİMİ

OHAL, Boğaziçi Üniversitesi’ni Hedef Almaya Devam Ediyor!

24 Haziran’da OHAL ile birlikte kurulan baskı rejiminin Boğaziçi Üniversitesi camiasına olan doğrudan etkilerini aktaran bir bildiri yayımladık. Ancak OHAL’in etkisinin yoğunlaşarak devam etmesi üzerine, aşağıdaki konuları kamuoyu ile paylaşmak amacıyla yeni bir bildiri yazmamız zorunlu hale geldi:

10 Temmuz’da Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Koray Çalışkan, Prof. Dr. Selim Şeker ve beş çalışan, bir gece yarısı operasyonu ile evleri basılarak “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu kişilerle ilişkili olmak” gerekçesiyle gözaltına alındılar. Konu ana akım medyada “Boğaziçi’ne Dev FETÖ Operasyonu” olarak ifade edildi ve üniversitenin itibarsızlaştırılması için kullanıldı. Ertesi gün serbest bırakılan kişilerle ilgili hemen hiçbir haber yayımlanmazken, Koray Çalışkan için verilen “denetimli gözetim” kararına da çok az yer verildi. Görevleri başındaki kişilerin ifadeye çağrılması yönündeki evrensel hukuk teamülleri göz ardı edildi. Konu, evrensel hukuk boyutu bir yana, sürecin uygulanma ve yansıtılma şekliyle son dönemlerde oldukça yaygınlaşan Boğaziçi Üniversitesi’ni karalama kampanyalarının parçası haline getirildi.

12 Temmuz günü Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsü’nde 2 kadın öğrencimiz, kendilerini kampüs içinde takip eden, fotoğraflarını çeken, taciz eden, “üniformalarımızla geri geleceğiz” ve “sizi bu okuldan dışarı çıkartmayacağız” şeklinde tehdit eden 2 sivil polisi ifşa etmeleri gerekçesiyle 13 Temmuz’da gözaltına alındılar ve aynı gün içerisinde serbest bırakıldılar. Amacı baskı ve sindirme olduğu açık olan bu girişimle, üniversitemizin temel değerlerine saldırının artırılmaya çalışıldığını bir kez daha gördük.

15 Temmuz’da “15 Temmuz Darbe Girişimi Anmaları” çerçevesinde, üniversitemizde yapılan bir toplantıda Kur’an-ı Kerim okunmasına tepki gösteren Fizik Bölümü öğretim üyemiz Prof. Dr. Ersan Demiralp’e karşı başlatılan bir karalama kampanyası oldu. Sn. Demiralp, anma programında Kur’an-ı Kerim okunmasına tepki göstermiş ve Kur’an-ı Kerim’in bir eğitim kurumu olan üniversitede değil camide okunması gerektiğini ifade etmiştir. Demokratik bir tepkinin, ancak linç kültürüyle açıklanabilecek bir şekilde boğulmaya çalışılmasına tanık olduk.

Öte yandan OHAL kapsamındaki uygulamalar, farklı alanlarda çalışmakta olan mezunlarımızı da etkilemeye devam ediyor. 5 Temmuz’da İstanbul’da insan hakları savunucularının dijital güvenliği kapsamında Büyükada’da bir araya gelen, aralarında mezunumuz Yurttaşlık Derneği üyesi Özlem Dalkıran’ın da bulunduğu insan hakları örgütlerinin temsilcileri, kaldıkları otele yapılan bir baskınla toplu olarak gözaltına alındı. 19 Temmuz’da tutuklanan Özlem Dalkıran ve diğer tüm insan hakları aktivistlerinin serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.

Giderek derinleşen baskı rejimi ortamında Üniversite camiamızın farklı bileşenlerini doğrudan etkileyen tüm hukuksuz uygulamaları kınıyoruz.

Birlikteliğimizin ne kadar önemli olduğunu her geçen gün çok daha iyi anlıyor; mağdur olanların yalnız olmadıklarını, kendilerine her türlü desteği sunmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ilan ediyor, tüm mezunlarımızı oluşumumuza destek vermeye davet ediyoruz.

BUİM – Boğaziçi Üniversitesi için Mezunlar Girişimi

BUİM Adalet Buluşmasına Çağırıyor!

Değerli BUİM !
Adaletin bir gün mutlaka KENDİLİĞİNDEN tecelli etmesini beklemiyoruz!

Seçilmiş rektörü 4 ay boyunca kanunsuz bir şekilde atanmayan, sonrasında hukuksuz bir KHK’ya dayanılarak rektör ataması yapılan BOĞAZİÇİ için ADALET;

Görevlerinden alınan tüm AKADEMİSYENLER ve mağdur edilen tüm ÜNİVERSİTELER için ADALET;

Onurlu mücadelelerinde ölümün eşiğine gelen NURİYE GÜLMEN ve SEMİH ÖZAKÇA için ADALET;

Mezun arkadaşımız Enis Berberoğlu ve tüm tutuklu Milletvekili ve Belediye başkanları, aydın ve gazeteciler için ADALET;

EŞİTLİK ve ÖZGÜRLÜK için ADALET;

HERKES için ADALET;

Diye haykırmak için 9 Temmuz Pazar günü saat 18’deki Adalet Buluşmasında yerimizi alıyoruz.

BUiM Buluşma Yeri:  Saat 16:00 Bostancı İDO araç çıkış kapısı yanı

“BURADAYIZ, SAHİP ÇIKIYORUZ”.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İÇİN MEZUNLAR GİRİŞİMİ

BUİM OHAL Bildirisi

OHAL Mağdurları Yalnız Değildir!

OHAL ile birlikte kurulan baskı rejimi, öğretim üyesi, çalışanı, öğrencisi ve mezunu ile Boğaziçi Üniversitesi camiasını doğrudan etkilemeye devam  ediyor.

Bundan bir yıl önce, Boğaziçi Üniversitesi’nin temsil ettiği, ancak tehdit altında olduğunu düşündüğümüz özgürlükler, eleştirel düşünce, çoğulcu ve katılımcı demokrasi gibi köklü değerleri savunmak ve güçlendirmek amacıyla Boğaziçi Üniversitesi için Mezunlar Girişimi adı altında bir araya gelen biz mezunlar, camiamızdaki OHAL mağdurlarının durumlarını yakından takip ettiğimizi ifade etmek istiyoruz.

İlk olarak Üniversitemiz Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Noémi Levy-Aksu’nun çalışma izninin Yüksek Öğretim Yürütme Kurulu tarafından iptal edilmesi ve çalışma sözleşmesinin Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü tarafından feshedilmesi hepimizi derinden üzdü.

Geçtiğimiz günlerde ise, babası OHAL kapsamında tutuklanan 21 yaşındaki bir Boğaziçi öğrencisinin intiharı ile sarsıldık.

Mezunlarımızdan Enis Berberoğlu’nun (İktisat’80) gazetecilik faaliyetinden başka bir içeriği olmadığını düşündüğümüz bir eylem yüzünden 25 yıl hapis cezasına mahkûm olduğunu duyduğumuzda ise şok olduk.

Üniversitemiz camiasında yer alan kişilerin giderek derinleşen baskı rejimi altındaki hukuksuz uygulamalardan doğrudan etkilendiğine şahit olurken, birlikteliğimizin ne kadar önemli olduğunu her geçen gün çok daha iyi anlıyor; mağdur olanların yalnız olmadıklarını, kendilerine her türlü desteği sunmaya hazır olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.

Birlikteliğe ve dayanışmaya her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, hukuksuz uygulamalara isyan eden tüm Boğaziçi Üniversitesi ailesini, Boğaziçi Üniversitesi için Mezunlar Girişimi’ne katılmaya ve son günlerde sesi daha da gür çıkmaya başlayan adalet arayışlarına destek vermeye davet ediyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi için Mezunlar Girişimi

Duyuru: 31 Mayıs Çarşamba BUİM Buluşması

Sevgili BUİM üyeleri, lütfen 31 Mayıs Çarşamba akşamınızı bize ayırın. BÜMED’de Mustafa Kemal Salonunda saat 18.30’dan itibaren biraraya gelerek birlikte geçen bir yılın ardından bir değerlendirme yapmak istiyoruz.

BUİM’in bir yıllık hikayesi ile görüşlerinizi yansıtan anket sonuçlarını paylaşacağımız ve “2020 Yılında BUİM’i nerede görmek isteriz?” sorusunun cevabını birlikte arayacağımız bu buluşmada tüm üyelerimizi aramızda görmeyi çok isteriz.

Haydi #BUradayız deyin ve bu buluşma BUİM’in bugüne kadarki en geniş katılımlı etkinliği olsun

16 Nisan Referandumu Sonrasında Mezun Derneklerinin Toplumsal Katkıları Üzerine Sesli Düşünceler

Boğaziçi Özgürce Konuşuyor serimiz kapsamında bu kez Doç. Dr. Yücel Demirer ile “16 Nisan Referandumu Sonrasında Mezun Derneklerinin Toplumsal Katkıları Üzerine Sesli Düşünceler” üretiyoruz.

Yücel Demirer, bir iki hafta önce Tarihin Nöbeti Çadırında bizlerleydi.  Değerlendirmeleriyle ufkumuzu açtı. Referandum sonrasında “ne yapabiliriz?” sorusunun çoğumuzun zihnini meşgul ettiği bugünlerde bir mezun girişimi olarak bizi aydınlatıcı bir söyleşi olacağına inanıyor ve hepinizi bekliyoruz..

Tarih: 25 Mayıs 2017 Perşembe 19:00
Yer: BÜMED, Mustafa Kemal Atatürk Salonu

Doç. Dr. Yücel Demirer Ankara SBF (Lisans), İstanbul ve Fisk (Yüksek Lisans) ve Ohio State (Doktora) Üniversitelerinden aldığı eğitimin ardından Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1 Eylül 2016 tarihinde 672 Sayılı KHK ile üniversiteden atıldı. Din ve siyasetin kesiştiği alan ile simgesel siyaset konusunda yayınlanmış kitap ve makaleleri mevcuttur.