“Bir yıldır otoriter bir anlayışla mücadele ediyoruz, asla pes etmeyeceğiz”
Boğaziçi direnişine destek olmak amacıyla her pazar mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, tüm bileşenler olarak kayyum yönetimine karşı sürdürdükleri mücadelenin bir yıla yaklaştığını hatırlatarak “Bu bir yılda karşımızdaki otoriter anlayışın bizlere dayattığı keyfi her uygulamaya, şiddete başvurduğu her girişime nasıl direndiysek, eylemliliğimizi, dayanışmamızı yılmadan nasıl çoğalttıysak öyle direnmeye, özerk ve özgür üniversite idealini bizimle paylaşan herkesle çoğalmaya devam edeceğiz”diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi olarak bir araya gelen mezunlar, otuzüçüncü buluşmalarında, Boğaziçi’nin temel ilkelerine, özerk yapısına, akademik özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla tüm bileşenler olarak başlattıkları direnişin birinci yılını doldurmak üzere olduğunu hatırlattı. Mezunlar yaptıkları açıklamada, kayyum yönetimin artarak devam eden baskı ve tehditlerine rağmen mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini, bu kadronun Boğaziçi’ne verdiği hasarları dile getirmeye devam edeceklerini belirtti.
“Bir yıl boyunca, okulumuzu tamamen keyfi uygulamalar ve usulsüzlüklerle yönetmeye çalışan, yönetemedikçe de itiraz edenlere karşı kampüste sürekli bir tehdit ortamı yaratarak gözdağı vermeye uğraşan, varlığını ancak bu şekilde koruyacağına inanan bir yönetim anlayışına tanık olduk” diyen mezunlar, bu anlayışın son icraatının da, Rektörlüğe bağlı bir Disiplin Kurulu oluşturulması olduğunu vurguladı.
Bu girişimiyle baskıcı politikalarını pekiştirmeye çalışan kayyum yönetiminin Boğaziçi’nin 50 yıllık tarihinde daha önce ihtiyaç duyulmamış bir ilke imza attığına dikkat çeken mezunlar, bu kurulun başına getirilen Genel Sekreter Nedim Malkoç’un da, usulsüz ataması nedeniyle hakkında devam eden bir davası bulunduğunu, isminin intihal iddialarıyla da gündeme geldiğini hatırlattı.
“Bu kurul, okulumuz personeline karşı açık bir baskı aracı, yeni bir gözdağı girişimidir” diye konuşan mezunlar, sicili kabarık olan bu otoriter kadronun daha önce de, tüm birim ve kurulların iradesini görmezden gelerek Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne Boğaziçi’nin atama kriterlerine uymayan bir kişiyi getirdiğini, bölüm ve fakülte kararlarını yok sayarak öğretim üyelerinin işlerine son verdiğini, keyfine göre ders kapatıp kampüs yasakladığını ve senatoyu ele geçirmek için türlü kurnazlıklar denediğini vurguladı. Boğaziçi mezunları, “Bir yıldır yaşananlar, bu kadronun bir kamu kurumu olan okulumuza tehdit ve gözdağıyla nasıl zararlar verdiğini, kendi öğrencilerini ve hocalarını şikayet ederek, tutuklanmalarına yol açarak asıl kendilerinin ciddi bir tehdit oluşturduğunu ortaya koymuştur” diye konuştu.
“Önceki atanmış kayyum bizleri çok hafife almış, direnişimizin altı ayda sona ereceği öngörüsünde bulunmuştu” diyen mezunlar, gelecek hafta bir yılını dolduracak olan Boğaziçi direnişinin bu süre içinde Türkiye’nin son zamanlarda gördüğü en uzun soluklu hak ve özgürlükler mücadelesine dönüştüğünü belirterek “Bu bir yılda karşımızdaki otoriter anlayışın bizlere dayattığı her uygulamaya, keyfi her karara, şiddete başvurduğu her girişime nasıl direndiysek, eylemliliğimizi, dayanışmamızı yılmadan nasıl çoğalttıysak öyle direnmeye, özerk ve özgür üniversite idealini bizimle paylaşan herkesle çoğalmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Boğaziçi mezunları, Naci İnci’nin şikâyeti üzerine gözaltına alınan ve 82 gündür cezaevinde adeta rehin tutulan Berke Gök ve Perit Özen’in de aralarında bulunduğu 14 öğrenci ile ilgili 7 Ocak’ta görülecek duruşmada hazır bulunacaklarını belirterek “Bir yıldır sürdürdüğümüz dayanışmamızın gücünü, bu baskıcı otoriter anlayış karşısında nasıl dimdik ayakta durduğumuzu herkese göstereceğiz” diye konuştu.