Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 8 Ağustos 2021

“Her mücadeleyi yan yana durarak kazanacağız”

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, ülkede yaşanan yangın ve sel felaketlerindeki dayanışma örneklerine değinerek,  ”Toplumsal muhalefet olarak verdiğimiz her mücadeleyi,  yan yana durarak, bize dayatılanları kabul etmeyerek ve direnişten vazgeçmeyerek kazanacağız” diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları ondördüncü  buluşmalarında, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olacak kişinin güvenoyu verdikleri 17 isim arasından seçilmesini asgari talepleri olarak duyuran akademisyenlere destek verdi.

Mezunlar yaptıkları açıklamada, akademisyenlerin güvensizlik oyu verdiği eski Rektör Melih Bulu’nun ekibinde görev almış Naci İnci ve Gürkan Kumbaroğlu’nun rektör adaylıklarına karşı çıkarak, “Atanmış eski yönetim tarafından göreve getirilen tüm yönetim kadrosunun istifasını talep ediyoruz” diye konuştu. 

Bu idari kadronun yetersizlikleri ve senato toplantılarında yaptıkları usulsüzlüklerle üniversitye zarar vermeye devam ettiğine dikkat çeken mezunlar son olarak Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu’nun Ofis Koordinatörü Cemre Baytok’un  sudan bahanelerle işten çıkarıldığını hatırlattı. Okulun tanıtım haftasında akademisyenlerin,  hukuksuzca işten çıkarılan tüm üniversite çalışanları için rektörlük önünde oturma eylemlerini sürdürdüklerini belirten mezunlar, kampüsün yine polis ablukası altında, öğrencilerin ise güvenlikçi gözetiminde olduğunu vurguladı. 

Boğaziçi mezunları, ülkede ardarda yaşanan yangın ve sel felaketlerine de değinerek,  “Hayatını kaybeden tüm canlıların yasını tutuyoruz. Üzüntü ve çaresizlik içinde, yönetimin tercihlerine, yöneticilerin beceriksizliğine, kibrine ve düşmanlığına tanıklık ettiğimiz bu haftada,  umut veren  dev bir dayanışmanın her şeye rağmen inat ve ısrarla yeşermesini  de izledik” ifadesini kullandı. 

“Tüm zorluklara rağmen mücadelelerinde yılmayan görevlilere,  onlarla birlikte hortum tutan, malzeme dağıtan, kelebeğe su veren, kuzuları kucaklayan herkese, baskı ve şiddete boyun eğmeyen gazetecilere minnettarız”  diye konuşan mezunlar, “Türkiye’de her an, her alanda daha güçlü bir dayanışmanın doğuşuna şahit olduğumuz şu günlerde artık daha iyi biliyoruz ki, toplumsal muhalefet olarak verdiğimiz her mücadeleyi,  yan yana durarak, bize dayatılanları kabul etmeyerek ve direnişten vazgeçmeyerek kazanacağız” dedi. 

Mezun Nöbetleri – 8 Ağustos 2021

Bugün 8 Ağustos  2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz ondördüncü  nöbetimiz.

Zor bir haftayı geride bıraktık. Alev almış bir ülkede ardarda yaşanan yangın ve sel felaketlerinde hayatını kaybeden tüm canlıların yasını tutuyoruz.

Üzüntü ve çaresizlik içinde, yönetimin tercihlerine, yöneticilerin beceriksizliğine, kibrine ve düşmanlığına tanıklık ettiğimiz bu haftada,  umut veren  dev bir dayanışmanın her şeye rağmen inat ve ısrarla yeşermesini  de izledik.  Tüm zorluklara rağmen mücadelelerinde yılmayan görevlilere,  onlarla birlikte hortum tutan, malzeme dağıtan, kelebeğe su veren, kuzuları kucaklayan herkese, baskı ve şiddete boyun eğmeyen gazetecilere minnettarız.

Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne yapılacak atama için başvuruların tamamlandığı bu haftada akademisyenler, üniversite içinden aday olarak destekledikleri 17 profesörün ismini duyurdular ve   kamuoyuna çok net bir mesaj ilettiler:

Yeni ve çok daha kapsayıcı bir rektör belirleme yöntemi geliştirilene kadar, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olacak kişinin bu 17 isim arasından seçilmesini asgari talepleri olarak duyuran akademisyenler, toplumun müşterek değeri olan özgür ve özerk  üniversite için tüm kesimleri  bu değeri korumaya ve geliştirmeye çağırdılar.

Bizler de akademisyenlerin güvensizlik oyu verdiği eski Rektör Melih Bulu’nun ekibinde görev almış Naci İnci ve Gürkan Kumbaroğlu’nun rektör adaylıklarını desteklemiyor, atanmış eski yönetim tarafından göreve getirilen tüm yönetim kadrosunun istifasını talep ediyoruz.

Yetersizlikleri ve senato toplantılarında yaptıkları usulsüzlüklerle üniversitemize zarar vermeye devam eden bu idari kadro, son olarak Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu’nun Ofis Koordinatörü Cemre Baytok’un işine, sudan bahanelerle son verdi. Okulumuzun tanıtım haftasında akademisyenler,  hukuksuzca işten çıkarılan tüm üniversite çalışanları için rektörlük önünde oturma eylemlerini sürdürürken, kampüsümüz yine polis ablukası altında, öğrenciler ise güvenlikçi gözetimindeydi.

Türkiye’de her an, her alanda daha güçlü bir dayanışmanın doğuşuna şahit olduğumuz şu günlerde artık daha iyi biliyoruz ki, toplumsal muhalefet olarak verdiğimiz her mücadeleyi,  yan yana durarak, bize dayatılanları kabul etmeyerek ve direnişten vazgeçmeyerek kazanacağız.

Biz mezunlar, üniversitemizin kurumsal işleyişine zarar veren gayrimeşru tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar buradayız. Akademisyenlerin açtığı tüm davaların da, öğrencileri eğitim haklarından mahrum bırakan soruşturma ve yargılamaların da takipçisi olmaya devam ediyoruz.

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 1 Ağustos 2021

“Sorumlu davranma zamanı”

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, akademisyenlerin 17 rektör adayına güvenoyu vererek YÖK’e uzun bir liste sunduğuna dikkat çekti ve son yedi ayda yaşananların tekrarlanmaması için bundan sonra atılacak adımlar konusunda ilgili tüm kurumları sorumlu davranmaya çağırdı. 

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları onüçüncü buluşmalarında geçen hafta üniversitelerinde yaşanan rektör adayı belirleme sürecine değindi. 

Bu sürecin ,  dünya çapında 17 değerli ismin üniversite yönetimine talip olması ve meslektaşlarından güven oyu almasıyla sona erdiğini hatırlatan mezunlar, bu isimlerin üniversitenin ilkelerine sadık kalacaklarını, son yedi ayda yaşananların tekrarlanmaması, kuruma verilen hasarın hızla giderilebilmesi için çalışacaklarını beyan ettiğini vurguladı. 

“Öncelikle YÖK ve ilgili tüm kurumların bu açıklamaları ciddiye almasını, doğru değerlendirmesini ve yükseköğretimde yeni bir yönetişim modeline geçebilmemizi sağlayacak adımları, önerileri tartışmaya açmasını talep ediyoruz” diyen mezunlar, 2 Ağustos’tan sonra yaşanacak gelişmeler ne yönde olursa olsun, bu geçiş sürecinde, bu taleplerinin takipçisi olacaklarını, bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen yeni bir üniversiteye kavuşmamızı sağlayacak  yasal düzenlemelerin hayata geçmesi için mücadele edeceklerini belirttiler.  

Boğaziçi direnişinin Türkiye için milat olmasını isteyen mezunlar, “Sorunları ortada olan mevcut sistemin inanç, ısrar ve gayretle geride bırakabileceğimize, şimdiye kadar ertelenen, görmezden gelinen çözüm önerilerini tüm bileşenlerin ve aynı ideali paylaşan tüm kesimlerin katılımıyla tartışıp politika üretebileceğimize gönülden inanıyoruz” diye konuştu.  

Mezun Nöbetleri – 1 Ağustos 2021

Bugün 1 Ağustos  2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz onüçüncü  nöbetimiz.

Boğaziçi bileşenleri olarak özgür akademi, özerk üniversite talebiyle yedi aydır sürdürdüğümüz direnişimizde bu hafta, üniversitemizin tarihinde ilk kez yaşanan gelişmelere tanık olduk.

Akademisyenlerin başlattığı rektör adayı belirleme süreci,  dünya çapında 17 değerli ismin üniversite yönetimine talip olması ve meslektaşlarından güven oyu almasıyla sona erdi. Buna paralel olarak öğrenciler, idari kadro ve mezunlar da bir destek  oylaması gerçekleştirdiler.

Bu süreç sonunda YÖK’ün önünde Boğaziçi rektörlüğü için üniversitenin desteklediği uzun bir aday listesi bulunuyor. Üniversitemizin ilkelerine sadık kalacaklarını duyuran bu isimler, son yedi ayda yaşananların tekrarlanmaması, kuruma verilen hasarın hızla giderilebilmesi için çalışacaklarını beyan ederek üniversitelerde yaşanan yönetsel krizlerin aşılabilmesi için, değişim koşullarının oluşmasına katkı sağlayacaklarını duyurdular. 

Öncelikle YÖK’ün ve diğer ilgili kurumların bu çağrıyı ciddiye almasını, doğru değerlendirmesini ve yükseköğretimde yeni bir yönetişim modeline geçebilmemizi sağlayacak adımları, önerileri tartışmaya açmasını talep ediyoruz.

2 Ağustos’tan sonra yaşanacak gelişmeler ne yönde olursa olsun bizler, bu geçiş sürecinde, bu taleplerimizin takipçisi olacak, bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen yeni bir üniversiteye kavuşmamızı sağlayacak  yasal düzenlemelerin hayata geçmesi için mücadele edeceğiz.

Boğaziçi direnişi Türkiye için bir milat olsun istiyoruz.

Bizleri tüm farklılıklarımıza rağmen bir araya getiren bu direniş bundan sonra sadece bizi değil Türkiye’yi ileriye taşısın istiyoruz. “Boğaziçi dersleri” hepimize gerçekten ders olsun istiyoruz.

Çünkü sorunları ortada olan mevcut sistemi bu inanç, ısrar ve gayretle geride bırakabileceğimize, şimdiye kadar ertelenen, görmezden gelinen çözüm önerilerini tüm bileşenlerin ve aynı ideali paylaşan tüm kesimlerin katılımıyla tartışıp politika üretebileceğimize gönülden inanıyoruz.

Bizler, üniversitemizin kurumsal işleyişine zarar veren gayrimeşru tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar buradayız. Akademisyenlerin açtığı sayısız davanın da, öğrencileri eğitim haklarından mahrum bırakan soruşturma ve yargılamaların da takipçisi olmaya devam ediyoruz.

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 25 Temmuz 2021

“Aynı yanlış bizi doğruya ulaştırmayacak” 

Mezun nöbetinde buluşan Boğaziçililer, üniversitenin onayından geçmemiş, ilkeleriyle uyuşmayan bir rektörün asla kabul görmeyeceğini belirterek, aynı yöntemle yapılan rektör seçiminin ne kuruma ne de Türkiye’ye yarar sağlamayacağını vurguladı.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları onikinci buluşmalarında, yeni rektör seçimiyle ilgili gelişmeleri değerlendirdi ve son yedi ayda üniversitelerinde yaşananların tekrar etmemesi için yapılması gerekenleri hatırlattı. 

Mezunlar nöbet sonrası yaptıkları açıklamada üniversitenin onayından geçmemiş, ilkeleriyle uyuşmayan bir yöneticinin asla kabul görmeyeceğini hatırlatarak, “İnat ve ısrarla, alelacele iş yapmanın ne kuruma ne de Türkiye’ye bir yarar sağlamayacağını, bu yanlışın bizi bir doğruya ulaştırmayacağını yeniden vurgulama ihtiyacı duyuyoruz” ifadesini kullandı.

“Önümüzdeki kritik dönemde akademisyenlerin başlattığı rektör adaylarını belirleme sürecinin ve duyurdukları kriterlerin destekçisi olmaya devam edecek, Boğaziçi derslerinden elde ettiğimiz somut değişim taleplerinin hayata geçmesi için gayret sarfedeceğiz” diye konuşan Boğaziçi mezunları, direniş sürecinden herkesin ders çıkarması gerektiğini belirtti. 

“Üniversitelerde yaşanan yönetsel krizlerin aşılabilmesi için, kalıcı dönüşüm ihtiyacının önemini daha iyi kavramalı, yükseköğretimde yeni bir yönetişim modeline geçebilmemizi, bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen yeni bir üniversiteye kavuşmamızı sağlayacak  yasal düzenlemeleri konuşmaya başlamalıyız”  diyen mezunlar özerk ve özgür üniversite için gerekli olan değişiklikler gerçekleşene kadar bu yolda çaba harcamaya devam edeceklerini duyurdu. 

Mezun Nöbetleri – 25 Temmuz 2021

Bugün 25 Temmuz  2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz onikinci nöbetimiz.

Boğaziçi bileşenleri olarak geride bıraktığımız haftayı, üniversitemizde son iki yüz günde yaşananların tekrar etmemesi için neler yapılabileceğini konuşarak ve seçim arifesinde yolumuzu belirlemeye çalışarak geçirdik.

Ve bir şeyi farkettik hep beraber:

Boğaziçi direnişinin aslında ne olduğunu, sadece bize değil demokrasi mücadelesi veren herkese ne göstermeye çalıştığını durup düşünmemiz gereken bir andayız bugün.

Çünkü eğer aklımız ve vicdanımızla bakabilmişsek son yedi aya, bu mücadelenin bize öğrettiği bir şeyler olmalı mutlaka.

Bileşenler olarak bizler, neyin mücadelesini verdiğimizi çok iyi biliyor, üniversitenin onayından geçmemiş, ilkeleriyle uyuşmayan bir yöneticinin asla kabul görmeyeceğini, inat ve ısrarla, alelacele iş yapmanın ne kuruma ne de Türkiye’ye bir yarar sağlamayacağını, bu yanlışın bizi bir doğruya ulaştırmayacağını  yeniden vurgulama ihtiyacı duyuyoruz.

Önümüzdeki kritik dönemde akademisyenlerin başlattığı rektör adaylarını belirleme sürecinin ve duyurdukları kriterlerin destekçisi olmaya devam edecek, Boğaziçi derslerinden elde ettiğimiz somut değişim taleplerinin hayata geçmesi için gayret sarfedeceğiz.

Ancak öğrendiklerimiz bunlarla sınırlı kalmamalı artık.

Üniversitelerde yaşanan yönetsel krizlerin aşılabilmesi için, kalıcı dönüşüm ihtiyacının önemini daha iyi kavramalı, yükseköğretimde yeni bir yönetişim modeline geçebilmemizi, bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen yeni bir üniversiteye kavuşmamızı sağlayacak  yasal düzenlemeleri konuşmaya başlamalıyız artık.

Bizler, özerk ve özgür üniversite için gerekli olan değişiklikler gerçekleşene kadar bu yolda çaba harcamaya devam edecek, üniversitemizin kurumsal işleyişine zarar veren gayrimeşru tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar burada olacağız.

Akademisyenlerin açtığı sayısız davanın da, öğrencileri eğitim haklarından mahrum bırakan soruşturma ve yargılamaların da  takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 18 Temmuz 2021

 “Daha güçlü durma ve değişim için harekete geçme vakti”

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, Melih Bulu’nun görevden alınmasının kendilerine önümüzdeki dönem için yenI bir güç ve mücadele azmi kazandırdığını belirterek  “Vakit, hukuksuz uygulamalara, artarak devam eden yıldırma girişimlerine, tehditlere karşı daha da güçlü durma  ve değişim için harekete geçme vaktidir” diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları onbirinci buluşmalarında Melih Bulu’nun görevden alınmasından sonra yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. 

Melih Bulu’nun arkasında uzun bir hasar listesi bıraktığını ve kendilerine, bir üniversitenin nasıl olmaması gerektiğini gösterdiğini vurgulayan mezunlar, “Bu gelişme bize önümüzdeki dönem için yeni bir güç, yeni bir mücadele azmi kazandırdı. Çünkü sadece son dört günde yaşananlara bakarak yolun henüz başında olduğumuzun farkındayız” diye konuştu. 

Bulu’nun görevden alındığı aynı hafta içinde güvenlik görevlisi alımı için ilan verildiğine, dava süreci devam eden Hukuk Fakültesi’ne doçent ve araştırma görevlisi arandığına dikkat çeken Boğaziçi mezunları “Son olarak da, direnişimizin hafızasını oluşturan  Can Candan’ın vekaleten atanmış rektörün ilk icraatıyla görevine son verilmesi ve hakkında açılan disiplin soruşturması, bugüne kadar gördüğümüz  düşmanca tutumun  hız kesmeden sürdüğünü gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.  

Üniversitelerinin demokratik yapısına büyük zarar veren Bulu döneminin tekrar etmemesi için tüm bileşenler olarak taleplerini dile getirmekten  asla  vazgeçmeyeceklerini duyuran mezunlar, rektör adayı belirleme sürecini başlatan akademsiyenleri desteklediklerini  de vurguladılar. 

“Mücadelesini verdiğimiz özerk üniversite, akademik yöneticilerini kendi bileşenlerince seçen, tabandan yönetilen ve bu işleyişi düzenleyen kanunlara sahip bir üniversite anlamına gelmektedir” diye konuşan Boğaziçi mezunları, bu ideale sahip herkesi aylardır yürüttükleri direnişe destek vermeye ve üniversite özerkliğinin sağlanabilmesi için gerekli politikaların üretilmesi konusunda ısrarcı olmaya çağırdı. 

“Bu yolda artık bir dakika bile kaybetmeye tahammülümüz  kalmadı.  Vakit, hukuksuz uygulamalara, artarak devam eden yıldırma girişimlerine, tehditlere karşı daha da güçlü durma  ve değişim için harekete geçme vaktidir” diye konuşan Boğaziçililer, mezunlar olarak gündeme getirdiklari  intihal dosyasının da, akademisyenlerin  açtığı davaların da, öğrencileri eğitim haklarından mahrum bırakan soruşturma ve yargılamaların da  takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı. 

Mezun Nöbetleri – 18 Temmuz 2021

Bugün 18 Temmuz  2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz onbirinci  nöbetimiz.

Üniversitemize 2 Ocak gece yarısı rektör olarak atanan Melih Bulu arkasında uzun bir hasar listesi bırakarak, 15 Temmuz’da yine bir gece yarısı görevinden alındı.  Bize, bir üniversitenin nasıl olmaması gerektiğini gösteren Bulu’nun gidişi, Boğaziçi bileşenleri olarak inat ve inançla sürdürdüğümüz direnişimizin başarısıdır.

Bu gelişme bize önümüzdeki dönem için yeni bir güç, yeni bir mücadele azmi kazandırdı. Çünkü sadece son dört günde yaşananlara bakarak yolun henüz başında olduğumuzun farkındayız.

Güvenlik görevlisi alımı için verilen ilanlar, dava süreci devam eden Hukuk Fakültesi’ne doçent ve araştırma görevlisi arayışı, son olarak da, on dört yıldır üniversitemizde görev yapan ve direnişimizin hafızasını oluşturan  Can Candan’ın vekaleten atanmış rektörün ilk icraatıyla görevine son verilmesi ve hakkında açılan disiplin soruşturması, bugüne kadar gördüğümüz  düşmanca tutumun  hız kesmeden sürdüğünü gösteriyor.

Ama biz yılmıyoruz.

Haklı olmanın verdiği güvenle dimdik durmaya devam ediyoruz.  Üniversitemizin demokratik yapısına büyük zarar veren Bulu döneminin tekrar etmemesi için tüm bileşenler olarak taleplerimizi dile getirmekten  de asla  vazgeçmiyoruz.  

Akademisyenler, üniversitemizin etik ilkelerine bağlılığını beyan eden kendi bünyemizdeki adaylarla yapılacak demokratik bir aday belirleme sürecinin başladığını ilan etmişlerdir. Mezunlar olarak onların bu iradesinin destekçisi olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.

Mücadelesini verdiğimiz özerk üniversite, akademik yöneticilerini kendi bileşenlerince seçen, tabandan yönetilen ve bu işleyişi düzenleyen kanunlara sahip bir üniversite anlamına gelmektedir.   

Bu ideale sahip herkesi aylardır yürüttüğümüz mücadelemize destek vermeye, üniversite özerkliğinin sağlanabilmesi için gerekli politikaların üretilmesi konusunda ısrarcı olmaya çağırıyoruz.

Bu yolda artık bir dakika bile kaybetmeye tahammülümüz  kalmadı.  Vakit, hukuksuz uygulamalara, artarak devam eden yıldırma girişimlerine, tehditlere karşı daha da güçlü durma  ve değişim için harekete geçme vaktidir.

Vekaleten atanmış rektör ve yardımcıları istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar biz buradayız. 

Mezunlar olarak gündeme getirdiğimiz intihal dosyasının da, akademisyenlerin  açtığı davaların da, öğrencileri eğitim haklarından mahrum bırakan soruşturma ve yargılamaların da  takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Kabul Etmiyoruz.  Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 11 Temmuz 2021

Boğaziçi mezunlarından milletvekillerine çağrı

Boğaziçi direnişine destek amacıyla çevrimiçi mezun nöbetinde buluşan Boğaziçililer, özgür ve özerk bir üniversiteye kavuşmanın yolunun doğru politikalar üretmekle mümkün olacağını vurgulayarak milletvekillerinden, ihtiyaç duyulan düzenlemelerin nasıl hayata geçirilebileceğinin yollarını araştırmalarını istedi.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları onuncu buluşmalarında milletvekillerine çağrıda bulundu. 

Nöbet sonrası yaptıkları açıklamada farklı fakültelerden bir grup akademisyenin Meclis ziyaretine değinen mezunlar, “Bu vesileyle biz de buradan özellikle muhalefet milletvekillerine seslenmek istiyoruz” diye konuştu. 

Güvenlikçi şiddetine, senato gaspına, liyakatsiz kadrolara, hukuksuz uygulamalara, keyfi yönetime karşı gelebilmenin, özgür ve özerk bir üniversiteye kavuşmanın yolunun doğru politikalar üretmekle mümkün olacağına işaret eden mezunlar “Altı aydır dile getirdiğimiz taleplerin siyasete nasıl yansıtılacağının, ihtiyaç duyulan düzenlemelerin nasıl hayata geçirilebileceğinin yollarını bulmak siz milletvekillerinin sorumluluğudur” açıklamasında bulundu. 

 “İtiraz çığlıklarımızın anlamlı bir çözüm üretebilmesi, özgür ve özerk üniversitelerin, güvenli kampüslerin, liyakate dayalı yönetim anlayışının hayatımızda yer bulabilmesi için siyasi aklın öncelikle yapıcı bir arayışa girmesi, ardından da daha iyiye gidebileceğimiz bir siyaset yaklaşımı sergilemesi gerekir” diyen Boğaziçi mezunları milletvekillerine seslenerek “Doğru siyaseti üretebilmek için öncelikle istek sonra da cesaret ve gayret talep ediyoruz sizden” çağrısında bulundu.

Mezunlar ayrıca üniversitelerinde baskısını giderek artıran güvenlikçi zihniyetle de mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek atanmış yönetimin baskıcı uygulamalarını eleştirdi.  Mezunlar, “Gücü sadece emrindeki güvenlikçilere yeten, onun dışında hiçbir şeyi yönetemeyen bu atanmış kadro, üniversitemizde kaba kuvvet ve düşmanlıkla geçirdiği her gün suç işlemektedir ve yaşananlardan da birincil derecede sorumludur. Bu kişilerin işlediği suçların cezasız kalmaması için bizler de takipte olacağız” diye konuştu. 

Mezun Nöbetleri – 11 Temmuz 2021

Bugün 11 Temmuz  2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz onuncu nöbetimiz.

Boğaziçi bileşenleri olarak altı aydır yürüttüğümüz direnişimiz geçen hafta yeni bir ödülün sahibi oldu:

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin, basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 1989 yılından bu yana verdiği Basın Özgürlüğü Ödülü’ne kurum olarak Türk Tabipleri Birliği ile birlikte “Boğaziçi Üniversitesi Demokratik Direniş Bileşenleri“ olarak bizler de layık görüldük. Bu değerli ödülle mücadelemize güç ve moral veren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne  teşekkür ederiz.

Geride bıraktığımız hafta, üniversitemizde her geçen gün baskısını artıran güvenlikçi zihniyetle mücadele içinde geçti. Kampüsümüz, tarihinde ilk kez, öğrenci ve akademisyenlere keyfi şekilde kapatılırken  barışçıl protesto haklarını kullanan öğrenciler güvenlikçi şiddetine maruz kaldı, darp edildi. Atanmış yönetimin düşmanca tutumu, baskıcı uygulamaları sadece öğrencilere karşı değil akademisyenlere karşı da çeşitli şekillerde hafta boyu devam etti.

Gücü sadece emrindeki güvenlikçilere yeten, onun dışında hiçbir şeyi yönetemeyen, kampüs içinde ne sevgi ne de saygı gören, başını eğmeden dolaşamayan bu atanmış kadro, üniversitemizde kaba kuvvet ve düşmanlıkla geçirdiği her gün suç işlemektedir ve yaşananlardan da birincil derecede sorumludur. Bu kişilerin işlediği suçların cezasız kalmaması için biz mezunlar da takipte olacağız. 

Geçen hafta ayrıca, üniversitemizin farklı fakültelerinde görevli bir akademisyen heyetinin Meclis temasları da gündemdeydi.  Altı siyasi partiyi ziyaret eden akademisyenler milletvekilleriyle, üniversitemizin ilkelerini ve üniversite yönetim yapılanmasına ilişkin çalışma komisyonunun raporunu paylaştı.

Bu vesileyle biz de, özellikle muhalefet milletvekillerine bir çağrıda bulunmak istiyoruz:

Güvenlikçi şiddetine, senato gaspına, liyakatsiz kadrolara, hukuksuz uygulamalara, keyfi yönetime karşı gelebilmenin, özgür ve özerk bir üniversiteye kavuşmanın yolu doğruyu aramakla, doğru politikalar üretmekle mümkün olur. Altı aydır dile getirdiğimiz taleplerin siyasete nasıl yansıtılacağının, ihtiyaç duyulan düzenlemelerin nasıl hayata geçirilebileceğinin yollarını bulmak siz milletvekillerinin sorumluluğudur.

İtiraz çığlıklarımızın anlamlı bir çözüm üretebilmesi, özgür ve özerk üniversitelerin, güvenli kampüslerin, liyakate dayalı yönetim anlayışının hayatımızda yer bulabilmesi için siyasi aklın öncelikle yapıcı bir arayışa girmesi, ardından da daha iyiye gidebileceğimiz bir siyaset yaklaşımı sergilemesi gerekir.

Doğru siyaseti üretebilmek için öncelikle istek sonra da cesaret ve gayret talep ediyoruz sizden.

Çünkü çok iyi biliyoruz ki Boğaziçi meselesi memleket meselesidir ve çözüme de ancak, sorunu sürekli gündemde tutarak, her meşru mecrada mücadele ederek ve doğruyu yılmadan arayarak  ulaşabiliriz.

Atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz. 

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.