Mezun Nöbetleri Basın Bülteni -4 Temmuz 2021

“Şiddetiniz, direnişimiz karşısındaki çaresizliği gösteriyor”

Mezun nöbetinde çevrimiçi olarak bir araya gelen Boğaziçililer, keyfi uygulamalarla kilit altına alınan üniversitelerinde son yaşanan olaylara değinerek kilit altına alınan kampüsteki polis ve güvenlikçi şiddetinin, yasakların, keyfi uygulamaların direniş karşısındaki çaresizliği gösterdiğini vurguladı. 

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen 150 mezun dokuzuncu buluşmalarında hafta sonu kilit altına alınan üniversitelerinde yaşananlara dikkat çekti. Polis ve güvenlikçilerin öğrencileri darp ettiğine, akademisyenleri kampüse almadığına dikkat çeken mezunlar, “Bunlar direnişimiz karşısındaki çaresizliğin görüntüleri” diye konuştu.

Atanmış rektöre karşı Boğaziçi bileşenleri olarak sürdürdükleri  direnişin altıncı ayını doldurduğuna da vurgu yapan mezunlar, Melih Bulu’nun göreve atandığı günlerde “İstifayı düşünmüyorum, bu kriz altı ay içinde biter” sözlerini hatırlatarak “Gözaltılar, soruşturmalar, polis şiddeti,  güvenlikçi terörü, siyasetçi tehdidiyle geçen bu altı ayın sonunda hiçbirimiz aynı insan değiliz artık. Boğaziçi bileşenleri olarak bizler birbirimizi bulduk, yan yana durduk, beraber öğrendik;  dayanışmanın ve direnişin verdiği güçle her geçen gün biraz daha çoğaldık” diye konuştu. 

Melih Bulu ve etrafındaki kadronun  senatoyu ele geçirmek için dolaplar çevirmesine, gözdağı niyetine kampüse kameralar yerleştirmesine rağmen, üniversitenin içinde güvenlikçi çemberi olmadan, ıslıkları duymadan dolaşamadıklarını, kapalı kapılar ardında yaşamak zorunda kaldıklarını belirten mezunlar, atanmış idari kadroya seslenerek “Bu altı ayda sizler tutsak, bizler özgür olduk okulumuzda aslında; sizler aklınızı ve vicdanınızı kaybederken bizler yüreğimiz ve cesaretimizle yol aldık” şeklinde konuştu.   

“Bu yol bizi nereye götürürse götürsün bir arada hep bir adım önde olacağız. Çünkü demokrasi mücadelemizde, özgür ve özerk üniversite talebimizde haklıyız, ısrarcıyız ve birlikte sizden çok daha güçlüyüz” diyen Boğaziçi mezunları, atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar direnişten vazgeçmeyeceklerini bir kez daha dile getirdiler ve nöbet sonunda  “Boğaziçi 6 Aydır Direniyor”, “Boğaziçi Kilit Altında” yazan  pankartlarla tepkilerini dile getirdiler.   

Mezun Nöbetleri – 4 Temmuz 2021

Bugün 4Temmuz Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz dokuzuncu nöbetimiz.

Bu hafta, atanmış rektöre karşı Boğaziçi bileşenleri olarak sürdürdüğümüz direnişimizin altıncı ayını doldurduk.

Göreve atandığı günlerde “İstifayı düşünmüyorum, bu kriz altı ay içinde biter” diyen Melih Bulu’ya ve etrafındaki atanmışlara seslenmek istiyoruz bir kez daha:

Gözaltılar, soruşturmalar, polis şiddeti, siyasetçi tehdidiyle geçen bu altı ayın sonunda hiçbirimiz aynı insan değiliz artık. Boğaziçi bileşenleri olarak bizler birbirimizi bulduk, yan yana durduk, beraber öğrendik;  dayanışmanın ve direnişin verdiği güçle her geçen gün biraz daha çoğaldık.

Sizler ise yapayalnız kaldınız bu altı ayda. Senatoyu ele geçirmek için çevirdiğiniz dolaplara, gözdağı niyetine kampüse yerleştirdiğiniz kameralara rağmen, yönettiğinizi iddia ettiğiniz üniversitenin içinde güvenlikçi çemberi olmadan, ıslıkları duymadan adım atamıyor, kapalı kapılar ardında yaşamak zorunda kalıyorsunuz.

Bu altı ayda sizler tutsak, bizler özgür olduk okulumuzda; sizler aklınızı ve vicdanınızı kaybederken bizler yüreğimiz ve cesaretimizle yol aldık.   

Bize umut ve direnç veren bu altı ayın sonunda şunu çok iyi biliyoruz artık: Bu yol bizi nereye götürürse götürsün el ele tutuşarak hep bir adım önde olacağız. Çünkü demokrasi mücadelemizde, özgür ve özerk üniversite talebimizde haklıyız, ısrarcıyız ve birlikte sizden çok daha güçlüyüz.  

Korkunuzdan okulumuzu kilit altına da alsanız, kampüse onlarca kamera da yerleştirseniz bilin ki siz hep kaybeden olacaksınız.

Atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz. 

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 27 Haziran 2021

“Kararlılığımız ve direncimiz karşısında kaybedeceksiniz”

Mezun nöbetinde sekizinci kez bir araya gelen Boğaziçililer, üniversite senatosunun atanmış rektör ve ekibi tarafından gasp edilmesini pankartlarla protesto etti.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbette bir araya gelen mezunlar, senato toplantısında yaşananlara tepkilerini dile getirdi. 

Gayrimeşru yollarla senatoyu ele geçirmek isteyen, mükerrer oylarla senatörlerin iradesini hiçe sayan kadronun, senato toplantısında “Eğer buradan karar çıkmazsa biz hocayı istediğimiz gibi alırız” dediğine dikkat çeken mezunlar, yaptıkları basın açıklamasında “Tamamen siyasi atmosfere dayalı sahte gücünüzü ne güzel göstermiş, niyetinizi tek cümleyle ne güzel anlatmışsınız; hukuksuzluğu, adaletsizliği, liyakatsizliği ne güzel özetlemişsiniz” diye konuştu.

Mezunlar, üniversitenin atanmış yönetimine “Hırsınız, hıncınız öyle karartmış ki gözünüzü, ele geçirmek istediğiniz kurumun aslında sadece bir bina olmadığını, ülkemizin gençlerinin geleceği olduğunu göremiyorsunuz. Ona zarar vererek aslında kendiniz dahil hiç kimseye yaşam alanı bırakmadığınızı anlayamıyorsunuz” diye seslendi. 

“Kararlılığımız ve direncimiz karşısında kaybedeceksiniz, çünkü bizler daha dayanıklıyız; haklıyız, güçlüyüz ve kalabalığız. Aklımızı ve vicdanımızı koruyoruz. Unutmayın; her şeyi görüyoruz, hepinizi tanıyoruz” diyen Boğaziçi mezunları, mücadelelerine yılmadan devam edeceklerini vurgulayarak üzerlerinde “Senatomuz Gasp Ediliyor,” “Üniversitene Sahip Çık” ve  “Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz” yazılı pankartlarla tepkilerini dile getirdiler.

Mezun Nöbetleri – 27 Haziran 2021

Bugün 20 Haziran Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz yedinci nöbetimiz.

Bu hafta,  Boğaziçi bileşenleri olarak çok değerli bir ödülle onurlandırıldık.

İnsan Hakları Derneği kurucularından ve yöneticilerinden Ayşenur Zarakolu adına verilen “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü”ne bu yıl milletvekilliği düşürüldükten sonra tutuklanan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’yla birlikte bizler de layık görüldük. Bu değerli ödül bize, altı aydır yılmadan, inatla sürdürdüğümüz direnişimizde yalnız olmadığımızı ve doğru yolda yürüdüğümüzü bir kez daha hatırlattı. 

İnsan Hakları Derneği’ne bu değerli ödülü için bir kez daha mezunlar olarak teşekkür etmek isteriz.

Geride bıraktığımız hafta bize bir şeyi daha hatırlattı: Mücadele ettiğimiz güçlerin kötü niyetlerini senatoyu gasp girişimleriyle nasıl sergilediklerini de bir kez daha hep beraber görmüş olduk.

Üniversite senatomuz, bizim kalbimizdir. Üniversitemizin işleyişinin en önemli aygıtıdır ve bu işleyişi düzenleyen kanunları yapar.

Siyasal sadakate dayalı akademik bir kadro özleminde olan bu atanmışlar grubu, senatoyu hedef alarak yalnız akademik işleyişe müdahale etmeyi değil üniversitemizin demokrasi kültürünü de zedelemeyi amaçlamaktadır.

Senatonun özgür ve özerk olarak çalışabilmesi, fakülte ve enstitülerimizin gerçek anlamda temsil edilmesi YÖK’ün de desteğiyle engelleniyor. Seçilmiş isimler göreve atanmazken, atanmış rektörün önerileri vakit kaybetmeden hayata geçiriliyor, bu kişiler birden fazla birimi temsil etmeye uğraşıyor. Özetle senato, akademisyenlerin deyimiyle “çok şapkalıların” boy gösterdiği bir tiyatroya çevrilmeye çalışılıyor.

Bu tür kurnazlıklar, demokratik olarak işleyen bir sistemin, senatoda sayısal çoğunluğu sağlamak için suistimal edildiğinin de göstergesidir, gasp girişimidir ve bilinmelidir ki sadece bizim üniversitemizin değil ülkemiz gençlerinin geleceğine de kastetmektedir.   

İşte bu nedenle, akademisyenlerin çağrısını özgür ve özerk üniversite idealini destekleyen herkes duysun istiyoruz. Bu ideale sahip herkesi Boğaziçi Üniversitesi’nde aylardır yürüttüğümüz mücadelemize destek vermeye, gençlerimizin geleceği için bizimle birlikte üniversitemize sahip çıkmaya çağırıyoruz.  

Unutmayalım, bu düzeni ancak yılmadan, yorulmadan, gücümüzü hiç kaybetmeden, hep beraber mücadele ederek ve sesimizi daima çoğaltarak değiştirebiliriz.   

Kabul Etmiyoruz.  Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 20 Haziran 2021

“Senatoya müdahale geleceğimize müdahaledir ” 

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer yaptıkları açıklamada, üniversite senatosunun yönetim tarafından gaspedilmeye çalışıldığını belirterek özgür ve özerk üniversite idealini destekleyen herkesi Boğaziçi direnişine destek vermeye çağırdı.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen mezunlar atanmış rektör ve etrafındaki idari kadronun senatoda sayısal çoğunluğu ele geçirmek için yaptığı oyunlara değinerek, özgür ve özerk üniversite idealinde buluşan herkesi altı aydır tüm bileşenlerce yürütülen mücadeleye destek olmaya çağırdı.  

Nöbet sonrası yaptıkları basın açıklamasında senatonun üniversite için önemine değinen mezunlar “Üniversite senatomuz, bizim kalbimizdir. Üniversitemizin işleyişinin en önemli aygıtıdır ve bu işleyişi düzenleyen kanunları yapar. Siyasal sadakate dayalı akademik bir kadro özleminde olan bu atanmışlar grubu, senatoyu hedef alarak yalnız akademik işleyişe müdahale etmeyi değil üniversitemizin demokrasi kültürünü de zedelemeyi amaçlamaktadır” diye konuştu.  

“Senatonun özgür ve özerk olarak çalışabilmesi, fakülte ve enstitülerimizin gerçek anlamda temsil edilmesi YÖK’ün de desteğiyle engelleniyor” diyen mezunlar seçilmiş isimlerin göreve atanmadığına,  atanmış rektörün önerilerininse vakit kaybetmeden hayata geçirildiğine dikkat çekti. Bir kişinin birden fazla birimi temsil etmeye çalıştığını belirten mezunlar, “Bu tür kurnazlıklar, demokratik olarak işleyen bir sistemin suistimal edildiğinin de göstergesidir, gasp girişimidir ve bilinmelidir ki sadece bizim üniversitemizin değil ülkemiz gençlerinin geleceğine de kastetmektedir” dedi.   

Özgür ve özerk üniversite idealini destekleyen herkesi Boğaziçi Üniversitesi’nde aylardır tüm bileşenler tarafından yürütülen mücadeleye destek vermeye çağıran mezunlar, “Unutmayalım, bu düzeni ancak yılmadan, yorulmadan, gücümüzü hiç kaybetmeden, hep beraber mücadele ederek ve sesimizi daima çoğaltarak değiştirebiliriz” diye konuştu.    

Mezun Nöbetleri – 20 Haziran 2021

Bugün 20 Haziran Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz yedinci nöbetimiz.

Bu hafta,  Boğaziçi bileşenleri olarak çok değerli bir ödülle onurlandırıldık.

İnsan Hakları Derneği kurucularından ve yöneticilerinden Ayşenur Zarakolu adına verilen “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü”ne bu yıl milletvekilliği düşürüldükten sonra tutuklanan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’yla birlikte bizler de layık görüldük. Bu değerli ödül bize, altı aydır yılmadan, inatla sürdürdüğümüz direnişimizde yalnız olmadığımızı ve doğru yolda yürüdüğümüzü bir kez daha hatırlattı. 

İnsan Hakları Derneği’ne bu değerli ödülü için bir kez daha mezunlar olarak teşekkür etmek isteriz.

Geride bıraktığımız hafta bize bir şeyi daha hatırlattı: Mücadele ettiğimiz güçlerin kötü niyetlerini senatoyu gasp girişimleriyle nasıl sergilediklerini de bir kez daha hep beraber görmüş olduk.

Üniversite senatomuz, bizim kalbimizdir. Üniversitemizin işleyişinin en önemli aygıtıdır ve bu işleyişi düzenleyen kanunları yapar.

Siyasal sadakate dayalı akademik bir kadro özleminde olan bu atanmışlar grubu, senatoyu hedef alarak yalnız akademik işleyişe müdahale etmeyi değil üniversitemizin demokrasi kültürünü de zedelemeyi amaçlamaktadır.

Senatonun özgür ve özerk olarak çalışabilmesi, fakülte ve enstitülerimizin gerçek anlamda temsil edilmesi YÖK’ün de desteğiyle engelleniyor. Seçilmiş isimler göreve atanmazken, atanmış rektörün önerileri vakit kaybetmeden hayata geçiriliyor, bu kişiler birden fazla birimi temsil etmeye uğraşıyor. Özetle senato, akademisyenlerin deyimiyle “çok şapkalıların” boy gösterdiği bir tiyatroya çevrilmeye çalışılıyor.

Bu tür kurnazlıklar, demokratik olarak işleyen bir sistemin, senatoda sayısal çoğunluğu sağlamak için suistimal edildiğinin de göstergesidir, gasp girişimidir ve bilinmelidir ki sadece bizim üniversitemizin değil ülkemiz gençlerinin geleceğine de kastetmektedir.   

İşte bu nedenle, akademisyenlerin çağrısını özgür ve özerk üniversite idealini destekleyen herkes duysun istiyoruz. Bu ideale sahip herkesi Boğaziçi Üniversitesi’nde aylardır yürüttüğümüz mücadelemize destek vermeye, gençlerimizin geleceği için bizimle birlikte üniversitemize sahip çıkmaya çağırıyoruz.  

Unutmayalım, bu düzeni ancak yılmadan, yorulmadan, gücümüzü hiç kaybetmeden, hep beraber mücadele ederek ve sesimizi daima çoğaltarak değiştirebiliriz.   

Kabul Etmiyoruz.  Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 13 Haziran 2021

 “Sesimizi yükseltebileceğimiz her ortamda bu hukuksuzluğa itirazımız sürecek”

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer yaptıkları açıklamada, üniversitenin farklı bölümleri tarafından dile getirilen yönetimin hukuksuz uygulamalarına ve akademik kurullarda usulünce alınmış kararlara yapılan müdahalelere dikkat çektiler.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen mezunlar, altıncı buluşmalarında üniversitenin farklı bölümlerinin akademik özgürlük ve kurumsal özerkliğin önemini vurgulamak amacıyla art arda yaptığı açıklamalara değindiler.

Nöbet sonrası yaptıkları basın açıklamasında her bölümün atanmış rektör ve etrafındaki idari kadroya seslendiğini hatırlatan mezunlar, “Akademisyenler bir takım oyunlarla üniversiteyi ele geçirmeye çalışan, tepeden inme bir yaklaşımla yönetmeye çabalayan bu kadroya, bu yaklaşıma karşı çok net tavır aldı” diye konuştu. 

“Biz de atanmış rektör ve etrafındakilere sormak istiyoruz” diyen mezunlar  “Yönetmek için hukuksuz her yolu denediğiniz bu üniversitenin, bir takım kurnazlıklarla özerkliğini yok etmeye çalışmaktan yorulmadınız mı? Bu kadar baskı ve gözetimle, idari oyunlarla ele geçirmeye çalıştığınız üniversitemize bu şekilde zarar verdikçe başarılı olduğunuzu mu sanıyorsunuz?” diye konuştu.

Boğaziçili mezunlar “Sesimizi yükseltebileceğimiz, dayanışabileceğimiz her ortamda bir araya gelmeye, bu hukuksuzluğa itiraz etmeye devam edeceğiz. Çünkü şimdi yapacağımız her itiraz, nasıl bir geleceği hep beraber kuracağımıza da işaret edecektir” diyerek baskılar, idari oyunlar karşısında yılmayacaklarını, yorulmayacaklarını belirtti. 

“Yüzü hiç kızarmadan üniversitemizde ders verdiği yalanını söyleyen atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene, hukuka ve kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamalar ve kararlar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz” diyen mezunlar akademisyenlerin açtığı davaların da takipçisi olduklarını vurguladı. Bu davalarda ivedilikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesini ve hayata geçirilen tüm usulsüz işlemlerin iptal edilmesini talep eden Boğaziçi mezunları, “Konunun hızla değerlendirilmesi her geçen gün karşımıza çıkan yeni sorunların önlenebilmesi açısından son derece önemlidir” diye konuştu.

Mezun Nöbetleri – 13 Haziran 2021

Bugün 13 Haziran Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz altıncı nöbetimiz.

Bildiğiniz gibi Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin son nöbetinde üniversitemizin farklı bölümleri, akademik özgürlük ve kurumsal özerkliğin önemini vurgulamak ve akademik kurullarda usulünce alınmış kararlara yönetimden gelen müdahalelere dikkat çekmek amacıyla art arda açıklamalar yapmaya başladı.

Bu açıklamalarda her bölüm,  atanmış rektör ve etrafındaki idari kadroya seslenerek bir takım oyunlarla ele geçirmeye çalıştıkları, tepeden inme bir yaklaşımla yönetmeye çabaladıkları girişimlerin aslında o kurumun değerlerine ve ruhuna nasıl hasar verdiğini bir kez daha yüksek sesle,  ısrarla dile getirdi ve bu yaklaşıma karşı çok net tavır aldı.

Biz de bu açıklamaların ardından atanmış rektör ve etrafındaki kadroya sormak istiyoruz:

Siz nasıl bir üniversite hayal ediyorsunuz?

Bu görevleri kabul ederken, öğrencileri, akademisyenleri ve tüm bileşenleriyle size 160 gündür direnen, idarecisi olduğunu sandığınız üniversitedeki her bir bölümün bu kuruma verdiğiniz hasarı sıraladığı, itiraz ettiği, dayanışma içinde yan yana durduğu bir üniversite miydi hayaliniz?

Yönetmek için hukuksuz her yolu denediğiniz bu üniversitenin, bir takım kurnazlıklarla özerkliğini yok etmeye çalışmaktan yorulmadınız mı? Bu kadar baskı ve gözetimle, idari oyunlarla ele geçirmeye çalıştığınız üniversitemize bu şekilde zarar verdikçe başarılı olduğunuzu mu sanıyorsunuz?

Bilmenizi isteriz ki bizler, bu oyunlarınız karşısında yılmıyoruz, yorulmuyoruz. Ne yapmaya çalıştığınızı da gayet net görüyoruz. Sesimizi yükseltebileceğimiz, dayanışabileceğimiz her ortamda bir araya gelmeye, bu hukuksuzluğa itiraz etmeye devam edeceğiz. Çünkü şimdi yapacağımız her itiraz, nasıl bir geleceği hep beraber kuracağımıza da işaret edecektir.

Yüzü hiç kızarmadan üniversitemizde ders verdiği yalanını söyleyen atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz. 

Üniversitemizle ilgili akademisyenlerin açtığı tüm davaların takipçisi, destekçisi ve katılımcısıyız. Beklentimiz, bu davalarda ivedilikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesi ve hayata geçirilen tüm usulsüz işlemlerin iptal edilmesidir. Konunun hızla değerlendirilmesi her geçen gün karşımıza çıkan yeni sorunların önlenebilmesi açısından son derece önemlidir. Hak, adalet ve demokrasi için: Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri – 6 Haziran 2021

Bugün 6 Haziran Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz beşinci nöbetimiz.

Üniversitemizde akademik özgürlüğe ve kurumsal özerkliğe sahip çıkmak için tüm bileşenlerce 150 gündür sürdürdüğümüz mücadelemiz neredeyse her gün yeni bir zorbalığa, baskıya ve hukuksuz müdahaleye şahit oluyor.

Sadece geride bıraktığımız günlere bakarak üniversitemize verilmek istenen hasarı özetleyebiliriz:

Sivil alan olan üniversite mekanını gözetim altına alma çabası; kapılara takılan kilitlerle, güvenlikçi şiddetiyle, yasaklarla kampüse erişimi engelleme gayreti; gece baskınları, adli kovuşturmalar ve disiplin soruşturmalarıyla öğrencileri korkutma girişimi, varlığını gasp ve tahrip etme üzerine kuran bu yönetim anlayışının bir haftada sergilediği davranışa birkaç örnek.

Son olarak üniversitemizin değerli akademisyenleri Feyzi Erçin ve Ecmel Ayral’ı ve derslerini  tamamen siyasi bir kararla engelleyen bu anlayışa, üniversitemizin ilkelerini büyük bir hoyratlıkla ihlal ederek nereye varmaya çalıştığını sormak istiyoruz.

150 gündür üniversitemize layık görülen bu hukuksuz uygulamalar ve verilen her yeni hasar, aslında bir tükenişin işaretidir. Kendi ülkesinin değerli bir kurumuna bunu bile isteye, pervasızca yapabilen bu despotik yönetim bilmelidir ki gücünü kanıtlamak için attığı her adım, ihlal ettiği her ilke kendini yok etme girişimidir.

Biz burada öğrencilerle, akademisyenlerle, tüm bileşenlerle dayanışma içinde bir arada dururken sayımızın görünenden çok daha fazla olduğunu biliyoruz.  Gücümüz ise, her türlü baskı ve sindirme girişimine karşı dirençle sürdürdüğümüz dayanışmamızda ve üniversitemizin değerleriyle var edeceğimiz müşterek geleceğimizdedir.  Ve bu gelecek, haklı ve meşru mücadelemizle şekillenecek bir gelecektir.    

Atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamalar sona erdirilene kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz. 

Hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar ivedilikle geri alınmalı, üniversitemizde tüm birim, fakülte ve enstitülerin müdür ve koordinatörleri seçimle göreve gelmeli, şeffaf ve demokratik yollardan belirlenen enstitü müdürleri bir an önce görevlerine atanmalıdır.

Boğaziçi mezunları olarak akademisyenlerin açtığı tüm davaların sonuna kadar destekçisi, katılımcısı ve takipçisi olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak isteriz.

Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz!

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 6 Haziran 2021

“Üniversitemize yönelik baskıcı uygulamalar bir tükenişin işaretidir”

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer yaptıkları açıklamada, 150 gündür üniversiteye yönelik sürdürülen baskıcı ve hukuksuz uygulamalara dikkat çekti ve gücünü kanıtlamak için yönetimin attığı her adımın kendini yok etme girişimi olduğunu vurguladı.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen mezunlar, bugünkü beşinci buluşmalarında, 150 gündür tüm bileşenler tarafından sürdürülen mücadelede neredeyse her gün yeni bir zorbalığa, baskıya ve hukuksuz müdahaleye şahit olduklarını vurguladı.  

Nöbet sonrası yaptıkları basın açıklamasında son günlerde  üniversitede yaşananları hatırlatan mezunlar “Üniversitenin kapısına takılan kilitlerle, güvenlikçi şiddetiyle, yasaklarla kampüse erişimi engelleme gayreti; gece baskınları, adli kovuşturmalar ve disiplin soruşturmalarıyla öğrencileri korkutma girişimi, varlığını gasp ve tahrip etme üzerine kuran bu yönetim anlayışının bir haftada sergilediği davranışa sadece birkaç örnek” diye konuştu.  

Üniversitedeki derslerine son verilen akademisyenler Feyzi Erçin ve Ecmel Ayral’a da değinen mezunlar,  “Akademisyenlerin derslerini hukuksuz ve tamamen siyasi bir kararla engelleyen bu anlayışa, üniversitemizin ilkelerini büyük bir hoyratlıkla ihlal ederek nereye varmaya çalıştığını sormak istiyoruz” dedi. 

Mezunlar açıklamalarında “150 gündür üniversitemize layık görülen bu baskıcı, hukuksuz uygulamalar ve verilen her yeni hasar, aslında bir tükenişin işaretidir. Kendi ülkesinin değerli bir kurumuna bunu bile isteye, pervasızca yapabilen bu despotik yönetim bilmelidir ki gücünü kanıtlamak için attığı her adım, ihlal ettiği her ilke kendini yok etme girişimidir” diye konuştu. 

“Biz burada öğrencilerle, akademisyenlerle, tüm bileşenlerle dayanışma içinde bir arada dururken sayımızın görünenden çok daha fazla olduğunu biliyoruz” diyen mezunlar “Gücümüz ise, her türlü baskı ve sindirme girişimine karşı dirençle sürdürdüğümüz dayanışmamızda ve üniversitemizin değerleriyle var edeceğimiz müşterek geleceğimizdedir.  Ve bu gelecek, haklı ve meşru mücadelemizle şekillenecek bir gelecektir” açıklamasında bulundu.    

Nöbetin sonunda her hafta olduğu gibi atanmış rektör ve rektör yardımcılarının istifasını kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamaların da sona erdirilmesini isteyen mezunlar, ayrıca akademisyenlerin açtığı tüm davaların destekçisi, katılımcısı ve takipçisi olduklarını yinelediler.