Mezun Nöbetleri – 26 Eylül 2021

Bugün 26 Eylül 2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz yirmi birinci nöbetimiz.

İstanbul 12. İdare Mahkemesi geçen hafta içinde, Melih Bulu döneminde üniversitemize genel sekreter vekili olarak atanan Nedim Malkoç’un geçici görevlendirilmesine ilişkin önemli bir karara imza attı. Mahkeme oy birliğiyle verdiği kararda, üniversite yönetim kuruluna danışılmadan yapılan bu atamanın  hukuka aykırılığının açık olduğunu belirterek  yürütmenin durdurulmasını istedi.  

Mahkemenin kararında  “Dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu saptanmasına rağmen uygulamanın sürdürülmesi, tüm eylem ve işlemleri hukuka uygunluk karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacak, davacılar yönünden telafisi güç zarara neden olacaktır” cümlesi yer alıyordu. 

Bu cümle, etrafımızdaki karanlığı delmenin hiç de zor olmadığını, hukuk devleti ilkesine bağlı kaldığımız sürece pusulamızın doğrudan ve haklıdan hiç şaşmayacağını göstermesi açısından son derece değerlidir. 

Türkiye’de hala bu ilkeleri gözeten hakimler olduğunu bize hatırlatan bu cümle, dokuz aydır üniversitemizde neyin mücadelesini verdiğimizi de çok net bir şekilde ortaya koymuştur. 

Mahkemece tespit edilen bu usulsüzlüğün  en kısa zamanda sona erdirilmesi, akademisyenlerin açtığı ondan fazla davanın hızla ele alınması, okulumuzdaki siyasi kadrolaşma gayretlerinin önüne geçilmesi açısından çok önemlidir. Bu hukuksuzluklara dur denilmeyen her gün, son kararda da vurgulandığı gibi, üniversitemize telafisi zor zararlar vermektedir.  

Hukuk devleti ilkelerini Meclis’te sandalyesi bulunan muhalefet partilerine de hatırlatmak isteriz. 

Sizlerden talebimiz, yönetime karşı bunca davanın açıldığı ülkenin en değerli kurumlarından birinde neler olduğunu samimiyetle merak etmeniz, sözde destek açıklamaları yapmak yerine, özgür ve özerk üniversite idealine kavuşmak için somut politikalar üretmenizdir. 

Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren, eğitim anlayışını tek tipleştirmeyi hedefleyen  tüm  uygulamalar, keyfi ders kapatmalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar biz buradayız.  Yeni akademik dönemde yüzyüze eğitimin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için gerekli hazırlıkların bir an önce tamamlanmasını, atanmış yönetimin en temel sorumluluğunu yerine getirmesini talep ediyoruz. 

Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar: 

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni –26 Eylül 2021

“Davaların hızla ele alınmasını talep ediyoruz”  

Nedim Malkoç’un üniversitelerine genel sekreter vekili atanmasına ilişkin İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararının uygulanmasını, akademisyenlerin açtığı diğer davaların da hızla ele alınmasını isteyen Boğaziçi mezunları “Bu adımların bir an önce atılması, okulumuzdaki siyasi kadrolaşma gayretlerinin önüne geçilmesi açısından önemlidir” diye konuştu. 

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları yirmibirinci buluşmalarında,  İstanbul İdare Mahkemesi’nin Melih Bulu dönemnde üniversitelerine genel sekreter vekili olarak atanan Nedim Malkoç ile ilgili geçen hafta açıkladığı kararı değerlendirdi. 

Nöbet sonrası yaptıkları basın açıklamasında, mahkemenin oy birliği ile aldığı yürütmeyi durdurma kararına değinen mezunlar, “Bu karar, etrafımızdaki karanlığı delmenin hiç de zor olmadığını, hukuk devleti ilkesine bağlı kaldığımız sürece pusulamızın doğrudan ve haklıdan hiç şaşmayacağını göstermesi açısından son derece değerlidir” diye konuştu. Kararın, Türkiye’de hala bu ilkeleri gözeten hakimler olduğunu hatırlatması açısından da önemli olduğuna dikkat çeken Boğaziçililer, mahkemece tespit edilen bu usulsüzlüğün  en kısa zamanda sona erdirilmesini, akademisyenlerin açtığı ondan fazla davanın da hızla ele alınmasını  talep etti. Bu adımların okullarındaki siyasi kadrolaşma gayretlerinin önüne geçilmesi açısından çok önemli olduğuna değinen mezunlar, “ Bu hukuksuzluklara dur denilmeyen her gün, son kararda da vurgulandığı gibi, üniversitemize telafisi zor zararlar vermektedir” şeklinde konuştu.   

Açıklamalarında Meclis’te sandalyesi bulunan muhalefet partilerine de seslenen mezunlar, “Sizlerden talebimiz, yönetime karşı bunca davanın açıldığı ülkenin en değerli kurumlarından birinde neler olduğunu samimiyetle merak etmeniz, sözde destek açıklamaları yapmak yerine, özgür ve özerk üniversite idealine kavuşmak için somut politikalar üretmenizdir” diye konuştu.  

Mezun Nöbetleri – 19 Eylül 2021

Bugün 19 Eylül 2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz yirminci nöbetimiz.

Bildiğiniz gibi üniversitemizde akademik yılın başlamasına üç hafta kaldı. Ancak yeni dönemde nasıl bir program uygulanacağı konusunda ne akademisyenlerin ne de öğrencilerin bilgisi var. Üniversitemizin, ilkelerine bağlı şekilde, liyakata dayalı işleyişini tahrip eden atanmış yönetim, en temel sorumluluğunu  yerine getirmeme konusunda ısrarını sürdürüyor. 

Pandemi koşullarında yüzyüze eğitimin sağlıklı devam edebilmesi, kampüsün gerekli hazırlıklar tamamlanarak eğitime açılabilmesi ancak işin ciddiyetini kavrayan, görev bilinciyle hareket eden yöneticiler tarafından mümkün olur. Ama biz karşımızda böyle bir kadro olmadığını geride bıraktığımız dokuz ayda yaşananlara bakarak hep beraber gördük zaten. 

Bu atanmış yönetim, yeni eğitim dönemine hazırlanma konusunda sergilemediği iradeyi ders kapatma konusunda  hiç tereddütsüz hayata geçirebiliyor. Üniversitemize değer katan, öğrencilerin kültürel gelişimine katkıda bulunan programlara karşı düşmanlığını gayet iyi bildiğimiz Naci İnci yönetimi, Can Candan ve Feyzi Erçin’in derslerinin ardından son olarak, Boğaziçi Üniversitesi’nde on altı yıldır caz eğitimi veren, alanında en yetkin isimlerden biri olan Seda Binbaşgil’in derslerini de kapattı. 

Enerjisini ders kapatmalara, kadrolaşma çalışmalarına, güvenlikçi önlemlere, baskıya ve belirsizlik halinin korunmasına harcayan bir yönetim var karşımızda. Çok sesliliğe, özerk akademiye düşmanca yaklaşan bu yönetim, ülkemizde uzun süredir başka birçok kurumda da tecrübe edilen kayyumluk sisteminin en belirgin örneğini sunuyor, biliyoruz.

Vasatın bile işlemez hale geldiği bu sistemde, ele geçirilen kurumlarda bırakın güven sağlamayı en ufak sorunları bile çözüme kavuşturmak mümkün olmadığı gibi, böyle bir niyet de sergilenmiyor; hayatı zenginleştiren tüm renkler ve sesler bilinçli bir şekilde susturuluyor, onu da biliyoruz.  

Bir kurumu önce tepeden atamalarla ele geçirmeye çalışan sonra da içini boşaltıp, değerlerini unutturmak için çeşitli oyunlar, yasaklar, baskı ve güvenlikçi uygulamalarla yönetilemez hale getiren bu sistemin nasıl işlediğinin, hedefinin ne olduğunun da çok iyi farkındayız.

Boğaziçi’nin tüm paydaşları olarak sürdürdüğümüz direnişimizin itici gücü de bu farkındalığımızdan kaynaklanıyor. 

İçinde bulunduğumuz  tıkanmışlık halinin aşılabilmesi, kurumların ilkelere  ve değerlere sahip çıkan, liyakate dayalı bir yönetim anlayışına kavuşabilmesi için, doğru politikaların üretilmesini talep etmekten, bu konuda ısrarcı ve takipçi olmaktan vazgeçmeyecek, aynı ideali paylaşan herkesle çoğalarak bir arada durmayı sürdüreceğiz.  Hukuksuzluğun hesabının bir gün mutlaka, kimliğe bakılmaksızın sorulacağına inancımız tamdır. 

Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren, eğitimi anlayışını tektipleştirmeyi hedefleyen  tüm  uygulamalar, keyfi ders kapatmalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar biz buradayız.  Akademisyenlerin güven oyu verdiği 17 adaydan hiçbirinin sahip olmadığı, sadece Naci İnci’de bulunan özelliğin ne olduğunu sormaya da devam edeceğiz. 

Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar: Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 19 Eylül 2021

“Üniversitemiz yönetilemiyor” 

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, akademik yılın başlamasına az bir zaman kala kampüsün ne koşullarda eğitime açılacağı konusunda herhangi bir hazırlık yapılmadığına dikkat çekerek atanmış yönetime sorumluluklarını  yerine getirme çağrısında bulundu. Mezunlar, bu tür yönetim sorunlarının, ülkemizde birçok kurumda da tecrübe edilen kayyumluk sisteminin en belirgin özelliği olduğuna vurgu yaptı. 

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları yirminci buluşmalarında, yeni akademik yılın başlamasına üç hafta kalmasına rağmen yüzyüze eğitimde nasıl bir program uygulanacağı konusunda  akademisyenlerin ve öğrencilerin bilgisi olmadığına dikkat çekti. 

Atanmış yönetimin, en temel sorumluluğunu  yerine getirmediğini belirten mezunlar, “Pandemi koşullarında yüzyüze eğitimin sağlıklı devam edebilmesi, kampüsün gerekli hazırlıklar tamamlanarak eğitime açılabilmesi ancak işin ciddiyetini kavrayan, görev bilinciyle hareket eden yöneticiler tarafından mümkün olur. Ama biz karşımızda böyle bir kadro olmadığını geride bıraktığımız dokuz ayda yaşananlara bakarak hep beraber gördük” diye konuştu. 

Yeni eğitim dönemine hazırlanma konusunda yönetimin sergilemediği iradeyi ders kapatma konusunda  hiç tereddütsüz hayata geçirdiğine de dikkat çeken mezunlar, Can Candan ve Feyzi Erçin’in derslerinin ardından son olarak, Boğaziçi Üniversitesi’nde on altı yıldır caz eğitimi veren, alanında en yetkin isimlerden biri olan Seda Binbaşgil’in derslerinin de kapatıldığını hatırlattı. 

Karşılarında enerjisini ders kapatmalara, kadrolaşma çalışmalarına, güvenlikçi önlemlere, baskıya ve belirsizlik halinin korunmasına harcayan bir yönetim olduğunu vurgulayan Boğaziçi mezunları, çok sesliliğe, özerk akademiye düşmanca yaklaşan bu yönetimin, Türkiye’de uzun süredir başka birçok kurumda da tecrübe edilen kayyumluk sisteminin en belirgin örneğini sunduğuna dikkat çekti. 

Yaptıkları açıklamada kayyumluk sisteminin sorunlarına vurgu yapan mezunlar, bu sistemin, bir kurumu önce tepeden atamalarla ele geçirmeye çalıştığına, sonra da içini boşaltıp, değerlerini unutturmak için çeşitli oyunlar, yasaklar, baskı ve güvenlikçi uygulamalarla yönetilemez hale getirdiğine işaret etti. 

“Vasatın bile işlemez hale geldiği bu sistemde, ele geçirilen kurumlarda bırakın güven sağlamayı en ufak sorunları bile çözüme kavuşturmak mümkün olmadığı gibi, böyle bir niyet de sergilenmiyor; hayatı zenginleştiren tüm renkler ve sesler bilinçli bir şekilde susturuluyor” diye konuşan Boğaziçi mezunları , “İçinde bulunduğumuz  tıkanmışlık halinin aşılabilmesi, kurumların ilkelere  ve değerlere sahip çıkan, liyakate dayalı bir yönetim anlayışına kavuşabilmesi için, doğru politikaların üretilmesini talep etmekten, bu konuda ısrarcı ve takipçi olmaktan vazgeçmeyecek, aynı ideali paylaşan herkesle çoğalarak bir arada durmayı sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu. 

“Hukuksuzluğun hesabının bir gün mutlaka, kimliğe bakılmaksızın sorulacağına inancımız tamdır” diye konuşan mezunlar, Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren, eğitimi anlayışını tektipleştirmeyi hedefleyen  tüm  uygulamalar, keyfi ders kapatmalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar direnişe devam edeceklerini duyurdu. 

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni –12 Eylül 2021

Mezunlardan yargıya çağrı

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, direnişin önemli bir parçası olan hukuki mücadeleyi hatırlatarak, “Akademisyenlerin açtığı davaların hızla değerlendirilmesi her geçen gün karşımıza çıkan yeni sorunların önlenebilmesi açısından son derece önemlidir” diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları ondokuzuncu buluşmalarında,  Boğaziçi direnişinin önemli bir parçası olan hukuki mücadeleye kamuoyunun dikkatini bir kez daha çekmek istediklerini duyurdu. 

Boğaziçi direnişini, özgür ve özerk üniversite talebi çerçevesinde  hukuk mücadelesiyle de pekiştiren akademisyenlerin Danıştay’a, çeşitli idari mahkemelere ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı 10 başvuru bulunduğunu hatırlatan mezunlar, “Beklentimiz, şubat ayından bu yana açılan bu davaların daha fazla vakit kaybetmeden ele alınması ve hayata geçirilen hukuka aykırı tüm işlemlerin iptal edilmesidir. Konunun hızla değerlendirilmesi her geçen gün karşımıza çıkan yeni sorunların önlenebilmesi açısından son derece önemlidir” diye konuştu.

Açıklamalarında Boğaziçi Üniversitesi’nde geçen hafta yapılan iki ayrı mezuniyet törenine de değinen Boğaziçililer, okulda öğrenci ve akademisyenlerin yüzüne bakamayanların, çevrimiçi düzenlenen törende binlerce kişi tarafından protesto edildiğini vurgulayarak, öğrencilerin organize ettiği Alternatif Mezuniyet Töreni’nin bu atanmış yönetime karşı güçlü bir haykırış olduğunu belirtti.  

İdari kadroya  “Ancak canlı yayından izleyebildiğiniz törendeki neşe ve direnç karşısında ne hissediyorsunuz? İstenmediğiniz bir üniversitede, koltukları işgal ederek nasıl yaşamayı düşünüyorsunuz?” diye seslenen mezunlar ,  “Törene katılan tüm paydaşların coşkusu, verdiğimiz mücadelenin güzelliğini ve değerini herkese bir kez daha hatırlatırken, umarız bu görüntüler sizlere dert olur; utanma duygunuzu biraz olsun tetikler, vicdan muhasebenizi yapmanıza, haysiyetinizi nasıl koruyabileceğinizi düşünmenize yol açar” ifadesini kullandı.

Boğaziçi direnişinin geçen hafta bir başka ilke daha vesile olduğunu hatırlatan mezunlar, üniversitenin resmi  websitesinin bir “vekâlet” yönetimi altında bulunması nedeniyle gasp edilen ilke ve değerleri yansıtmak amacıyla akademsiyenlerin seslerini  duyuracak yeni bir platform açtığını, bir “hafıza merkezi” oluşturduğunu duyurdu. “Normal koşullarda karşılaşmayacağımız bu girişimlerin müsebbibi, üniversitemizi sekiz aydır rehin alan anlayıştır” diyen mezunlar, “Tüm baskılara, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, susturulamayan sesimiz, dizginlenemeyen  enerjimiz ve irademiz akacak, haykıracak farklı mecralar, farklı yöntemler keşfediyor” diye konuştu.

“Her tür oyuna ve baskıya rağmen biz Boğaziçililer itirazımızı tüm ülkeye duyurmayı, taleplerimizi, okulumuza verilen hasarları, kadrolaşma gayretlerini yılmadan dile getirmeyi başarıyor, usulsüz uygulamalara karşı mücadelemizi sürdürüyoruz” diyen nezunlar, akademisyenlerin güven oyu verdiği 17 adaydan hiçbirinin sahip olmadığı, sadece Naci İnci’de bulunan özelliğin ne olduğunu sormaya devam edeceklerini belirtti.

Mezun Nöbetleri – 12 Eylül 2021

Bugün 12 Eylül 2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz on dokuzuncu nöbetimiz.

Boğaziçi Üniversitesi’nde geçen hafta bir ilk yaşandı ve yeni mezunlar için iki ayrı mezuniyet töreni gerçekleşti. Okulda öğrenci ve akademisyenlerin yüzüne bakamayanlar, çevrimiçi düzenlenen törende binlerce kişi tarafından protesto edilirken, öğrencilerin organize ettiği Alternatif Mezuniyet Töreni , atanmış yönetime karşı güçlü bir haykırış oldu.  

Kampüste var olamayan, korkularıyla yaşayanlara tekrar sormak istiyoruz: Ancak canlı yayından izleyebildiğiniz törendeki neşe ve direnç karşısında ne hissediyorsunuz? İstenmediğiniz bir üniversitede, koltukları işgal ederek nasıl yaşamayı düşünüyorsunuz? 

Yeni mezunların belki de hayatlarındaki en değerli anılardan biri olacak mezuniyet töreni sizin sayenizde ve size inat, direnişin ve başkaldırının sembolü haline gelen renkli görüntüler sundu kamuoyuna. Törene katılan tüm paydaşların coşkusu, verdiğimiz mücadelenin güzelliğini ve değerini herkese bir kez daha hatırlatırken, umarız bu görüntüler sizlere dert olur; utanma duygunuzu biraz olsun tetikler, vicdan muhasebenizi yapmanıza, haysiyetinizi nasıl koruyabileceğinizi düşünmenize yol açar.   

Boğaziçi direnişinin vesile olduğu bir başka ilke daha şahit olduk geçen hafta. Üniversitemizin resmi  websitesinin bir “vekâlet” yönetimi altında bulunması nedeniyle akademisyenler, gasp edilen ilke ve değerlerimizi  yansıtacak ve sesimizi duyuracak yeni bir platform açtıklarını, bir “hafıza merkezi” oluşturduklarını duyurdular.  

Normal koşullarda karşılaşmayacağımız bu girişimlerin müsebbibi, üniversitemizi sekiz aydır rehin alan anlayıştır. 

Evet, tüm baskılara, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen su yolunu buluyor, susturulamayan sesimiz, dizginlenemeyen  enerjimiz ve irademiz akacak, haykıracak farklı mecralar, farklı yöntemler keşfediyor. Ve her tür oyuna ve baskıya rağmen biz Boğaziçililer itirazımızı tüm ülkeye duyurmayı, taleplerimizi, okulumuza verilen hasarları, kadrolaşma gayretlerini yılmadan dile getirmeyi başarıyor, usulsüz uygulamalara karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. 

Kamuoyunun dikkatini, bu direnişin önemli bir parçası olan hukuki mücadeleye bir kez daha çekmek isteriz. Boğaziçi direnişini, özgür ve özerk üniversite talebi çerçevesinde  hukuk mücadelesiyle de pekiştiren akademisyenlerin Danıştay’a, çeşitli idari mahkemelere ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı 10 başvuru bulunuyor. Beklentimiz, şubat ayından bu yana açılan bu davaların daha fazla vakit kaybetmeden ele alınması ve hayata geçirilen hukuka aykırı tüm işlemlerin iptal edilmesidir. Konunun hızla değerlendirilmesi her geçen gün karşımıza çıkan yeni sorunların önlenebilmesi açısından son derece önemlidir.

Kayyum rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm  uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar biz buradayız.  Akademisyenlerin güven oyu verdiği 17 adaydan hiçbirinin sahip olmadığı, sadece Naci İnci’de bulunan özelliğin ne olduğunu sormaya da devam edeceğiz. 

Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar:

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri – 5 Eylül 2021

Bugün 5 Eylül 2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla mezunlar olarak bir araya geldiğimiz onsekizinci nöbetimiz.

Üniversitemiz geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da en başarılı üniversite adaylarının ilk tercihleri arasında yer aldı. Bu durum, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen eğitim kalitesine duyulan güvenin güçlü bir ıspatıdır.   

Tüm yeni Boğaziçililere hoşgeldiniz diyoruz. Türkiye’nin en nitelikli kamu üniversitelerinden birine girdiniz ve büyük bir ailenin, onurlu bir mücadelenin parçası olacaksınız. Boğaziçi Üniversitesi’ni daha ileriye taşımak, özgür ve özerk üniversite idealine ulaşabilmek için sekiz aydır sergilediğimiz dayanışma sizlerin katılımıyla güçlenecek, sesimiz sizlerle birlikte çoğalacak.

2021 yılı mezunlarımızı da tebrik ediyoruz. Sizler de aramıza hoşgeldiniz. Bu yılı kep ve cüppe giymeden tamamlamış olsanız da güç her zaman aydınlık tarafta ve asla yalnız değilsiniz; bunu hiç unutmayın. Haklı olmanın verdiği güvenle sürdürdüğümüz mücadelemizde şimdi birlikte, çok daha kalabalık ve güçlüyüz.

Bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen iyi üniversitelerin en önemli özelliği, nitelikli öğretim elemanlarını bünyesinde barındırması, bu kadroların istihdamının da şeffaf ve liyakate dayalı şekilde yürütülmesidir. Özgür düşünce ancak böyle kurumlarda beslenebilir ve ancak böyle kurumlar bilim ve teknoloji üretip kamusal fayda sağlayabilir, gençlere değerli bir gelecek sunabilir.

Bizler, son sekiz aydır okulumuzda yaşananlar, kadrolaşma çabaları, ilkelerimize, yönetim kültürümüze ters düşen girişimler, hukuksuz uygulamalar karşısında en büyük dayanağımızı hep bu inançtan alıyoruz. 

Atanmış yönetimin üniversitemizde soldurmaya çalıştığı her bir renk için verdiğimiz mücadelede doğruyu aramaktan vazgeçmemeli, bir arada durmanın ve ısrarcı olmanın değerini bilmeli, aramıza yeni katılan her Boğaziçili ile bu dayanışma ruhunun gücünü yeniden hatırlamalıyız.  

Atanmış rektör Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm  uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar biz buradayız.  

Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar:

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 5 Eylül 2021

Mezunlardan yeni Boğaziçililere: “Haklı mücadelemizde birlikte daha güçlüyüz.”

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, üniversitelerine bu yıl giren yeni öğrencilere ve aralarına katılan yeni mezunlara seslenerek “Boğaziçi Üniversitesi’ni daha ileriye taşımak, özgür ve özerk üniversite idealine ulaşabilmek için sekiz aydır sergilediğimiz dayanışma sizlerin katılımıyla güçlenecek, sesimiz sizlerle birlikte çoğalacak” diye konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları onsekizinci buluşmalarında aralarına yeni katılan mezunlara ve yeni Boğaziçililere seslendi.

Boğaziçi Üniversitesi’nin geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da en başarılı üniversite adaylarının ilk tercihleri arasında yer aldığına dikkat çeken mezunlar,  bu durumun, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen eğitim kalitesine duyulan güvenin güçlü bir ıspatı olduğunu vurguladı.   

Yaptıkları basın açıklamasında yeni Boğaziçililere seslenen mezunlar,  “Türkiye’nin en nitelikli kamu üniversitelerinden birine girdiniz ve büyük bir ailenin, onurlu bir mücadelenin parçası olacaksınız.  Boğaziçi Üniversitesi’ni daha ileriye taşımak, özgür ve özerk üniversite idealine ulaşabilmek için sekiz aydır sergilediğimiz dayanışma sizlerin katılımıyla güçlenecek, sesimiz sizlerle birlikte çoğalacak” diye konuştu.

Mezunlar ayrıca bu yıl üniversitelerinden mezun olan öğrencileri de tebrik ederek “Bu yılı kep ve cüppe giymeden tamamlamış olsanız da güç her zaman aydınlık tarafta ve asla yalnız değilsiniz; bunu hiç unutmayın. Haklı olmanın verdiği güvenle sürdürdüğümüz mücadelemizde şimdi birlikte, çok daha kalabalık ve güçlüyüz” açıklamasında bulundu. 

 “Atanmış yönetimin üniversitemizde soldurmaya çalıştığı her bir renk için verdiğimiz mücadelede doğruyu aramaktan vazgeçmemeli, bir arada durmanın ve ısrarcı olmanın değerini bilmeli, aramıza yeni katılan her Boğaziçili ile bu dayanışma ruhunun gücünü yeniden hatırlamalıyız” diye konuşan mezunlar yaptıkları açıklamada üniversitelerindeki kadrolaşma çabalarına da dikkat çekti.    

“Bilimsel ve evrensel ilkelerle işleyen iyi üniversitelerin en önemli özelliği, nitelikli öğretim elemanlarını bünyesinde barındırması, bu kadroların istihdamının da şeffaf ve liyakate dayalı şekilde yürütülmesidir” diyen Boğaziçi mezunları, özgür düşüncenin ancak böyle kurumlarda beslenebildiğine, bilim ve teknoloji üretip kamusal fayda sağlayabildiğine dikkat çekerek “Bizler, son sekiz aydır okulumuzda yaşananlar, kadrolaşma çabaları, ilkelerimize, yönetim kültürümüze ters düşen girişimler, hukuksuz uygulamalar karşısında en büyük dayanağımızı hep bu inançtan alıyoruz” diye konuştu.  

Mezun Nöbetleri – 29 Ağustos 2021

Bugün 29 Ağustos  2021 Pazar. Boğaziçi direnişini genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz onyedinci nöbetimiz.

Yine bir geceyarısı kararnamesiyle üniversitemize rektör atanan Naci İnci, geçen hafta içinde kamuoyuna da duyurarak hem öğrencilere hem de akademisyenlere seslendi ve “ötekinin” haklarının gözetilmesinden, Boğaziçi kültürünün gereklerinden ve karşılıklı saygıya dayalı bir ortamın oluşturulmasının öneminden bahsetti.  

İnci’nin açık mektubunda gündeme getirdiği tüm bu başlıklarda okulumuzun ilkelerinden ne kadar uzak olduğu, yılın başından bu yana sergilediği performansıyla ortadadır. “Mevki ve makamlar geçicidir” diyen ancak akademisyenlerin %95 oranındaki güvensizlik oyuna rağmen koltuk kapmaktan geri durmayan İnci’nin bu süreçte Boğaziçi’ne ne yaptığını bizler de mezunlar olarak farklı platformlarda sık sık kamuoyuna hatırlatmaya çalışıyoruz.

Önümüzde zorlu bir süreç var, biliyoruz.

Birçok alanda aynı anda mücadele etmemiz, üniversitemizin tabandan gelen örgütlenme geleneğinin, demokratik ve şeffaf yönetim yapısının sürdürülebilmesi için tüm paydaşlar olarak bir arada ve yanyana durmamız, her çabayı harcamamız gerekiyor, farkındayız.

Özgür ve özerk üniversite idealine kavuşabilmemizin yolu sadece bizim mücadelemizden de geçmiyor bunu da biliyoruz: Bu nedenle mevcut yüksek öğrenim kanununun değişmesi yönünde gerekli politikaların üretilmesi için Meclis’e, okulumuzla ilgili halen devam eden davaların bir an önce ele alınması için yargıya da çağrıda bulunuyoruz.

Akademisyenlerin güven oyu verdiği 17 adaydan hiçbirinin sahip olmadığı, sadece Naci İnci’de bulunan özelliğin kamuoyuyla paylaşılmaması da, adrese teslim ilanlarla üniversitemizde kadrolaşma gayretleri de, senato ve diğer kurumlar üzerinden yürütülmeye çalışılan kanunsuz işler de, karşı karşıya olduğumuz husumetin birer yansımasıdır.

Bu nedenle tekrar hatırlatalım: Boğaziçi meselesi memleket meselesidir

Atanmış yönetimin yok etmeye çalıştığı katılımcı yönetim kültürümüzü ve özgür akademik ortamın güvencesi olan ilkelerimizi korumak, siyaset üretebilmek için niyet göstermek, ısrarcı ve takipçi olmak sadece Boğaziçi için değil, özgür ve özerk üniversite mücadelesini veren herkes için bir başlangıç olacaktır.

Bizler, atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm atamalar, uygulamalar sona erdirilene ve hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar buradayız. 

Türkiye’de demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite için:

Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 29 Ağustos 2021

“İlkelerimizi korumak, siyaset üretebilmek için ısrarcı olmalıyız”

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer, mevcut yüksek öğrenim kanununun değişmesi için Meclis’e, üniversiteleriyle ilgili devam eden davaların bir an önce ele alınması için de yargıya çağrıda bulundu.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen Boğaziçi mezunları onyedinci buluşmalarında, özgür ve özerk üniversite idealine kavuşabilmek için önlerinde zorlu bir süreç olduğunu belirterek “Birçok alanda aynı anda mücadele etmemiz, üniversitemizin tabandan gelen örgütlenme geleneğinin, demokratik ve şeffaf yönetim yapısının sürdürülebilmesi için tüm paydaşlar olarak bir arada ve yanyana durmamız, her çabayı harcamamız gerekiyor” diye konuştu. 

“Atanmış yönetimin yok etmeye çalıştığı katılımcı yönetim kültürümüzü ve özgür akademik ortamın güvencesi olan ilkelerimizi korumak, siyaset üretebilmek için niyet göstermek, ısrarcı ve takipçi olmak sadece Boğaziçi için değil, özgür ve özerk üniversite mücadelesini veren herkes için bir başlangıç olacaktır” diyen mezunlar, bu alanda yürütülen mücadelenin başarılı olabilmesi için mevcut yüksek öğrenim kanununun değişmesi gerektiğine dikkat çekti. Bu yönde gerekli politikaların üretilmesi için Meclis’e çağrıda bulunan Boğaziçililer ayrıca üniversiteleriyle ilgili halen devam eden davaların bir an önce ele alınması için yargıya da seslendi.  

Mezunlar ayrıca, “Akademisyenlerin güven oyu verdiği 17 adaydan hiçbirinin sahip olmadığı, sadece Naci İnci’de bulunan özelliğin kamuoyuyla paylaşılmaması da, adrese teslim ilanlarla üniversitemizde süren kadrolaşma gayretleri de, senato ve diğer kurumlar üzerinden yürütülmeye çalışılan kanunsuz işler de karşı karşıya olduğumuz husumetin birer yansımasıdır” diye konuştu. 

Basın açıklamalarında Naci İnci’nin geçen hafta kamuoyuyla da paylaşarak öğrencilere ve akademisyenlere gönderdiği açık mektuba da değinen mezunlar,  “’Ötekinin’ haklarının gözetilmesinden, Boğaziçi kültürünün gereklerinden ve karşılıklı saygıya dayalı bir ortamın oluşturulmasının öneminden bahseden İnci’nin gündeme getirdiği tüm bu başlıklarda okulumuzun ilkelerinden ne kadar uzak olduğu, yılın başından bu yana sergilediği performansıyla ortadadır” diye konuştu. 

“Mevki ve makamlar geçicidir” diyen İnci’nin akademisyenlerin %95 oranındaki güvensizlik oyuna rağmen koltuk kapmaktan geri durmadığını hatırlatan Boğaziçi mezunları İnci’nin bu süreçte Boğaziçi’ne ne yaptığını farklı platformlarda sık sık kamuoyuna hatırlatmaya çalıştıklarını vurguladı.