Bugün 28 Ocak 2024 Pazar. Özerk ve özgür üniversite için verdiğimiz mücadelede akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir araya geldiğimiz yüz kırkıncı mezun nöbetimiz.
Boğaziçi bileşenleri olarak, kayyım yönetimin usulsüz ve hukuksuz uygulamalarına karşı üç yıldır sürdürdüğümüz direnişimizde hukuk alanında yeni bir zafer kazandığımız bir haftayı geride bıraktık. Yandaş medya tarafından yürütülen asılsız linç kampanyası gerekçe gösterilerek Ekim 2022’de görevinden uzaklaştırılan Moleküler Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Tolga Sütlü, kayyım yönetimin bu uygulamasına karşı açtığı davayı kazandı. İstanbul 12. İdare Mahkemesi, oybirliğiyle aldığı iptal kararıyla hiçbir somut gerekçeye dayanmayan bu uygulamanın hukuksuzluğunu tescil etmiş oldu. Mahkeme ayrıca Tolga Sütlü’nün mağdur edildiği 15 ay boyunca ödenmeyen maaşının da faiziyle ödenmesine karar verdi. Kayyım yönetimince üç yıldır hayata geçirilen usulsüz ve hukuksuz uygulamaların, adaletsizliğin, direnişi destekleyenlere yönelik uygulanan baskı ve yıldırma politikalarının bir kez daha mahkeme kararıyla ifşa edildiği bu son örnek bize mücadelemizin gücünü nereden aldığını da hatırlatmalıdır. Gücümüzü, direncimizi ilk gün de söylediğimiz gibi haklılığımızdan alıyor, adaletini ve vicdanını kaybetmiş bir yıkım ekibine karşı bu güçle bir arada duruyoruz. Akademisyenlerin, öğrencilerin hayatını bir günde altüst etmeyi marifet sayan, sırf koltuk hırsları yüzünde ülkemizin değerli bilim insanlarını karalamaktan çekinmeyen, hukuksuzluğu normalleştirerek üniversitemizi ele geçirmeyi hedefleyen bu karanlığa karşı büyük bir kararlılıkla mücadele eden değerli akademisyen Tolga Sütlü’yü kutluyor, nöbetlerde buluşacağımız günü heyecanla bekliyoruz. Boğaziçi bileşenleri olarak kayyım yönetimine karşı açtığımız sayısız davanın takipçisi olmaya devam edecek, hukuk mücadelemizden de, özerk ve özgür üniversite talebimizden de asla vazgeçmeyeceğiz.
Bu haftanın bir başka sevindirici haberi de, Boğaziçi bileşenleri olarak üç yıldır sürdürdüğümüz direnişimizle yeni bir ödülün sahibi olmamızdı. PEN Yazarlar Derneği’nin şahıslara verilen geleneksel PEN Duygu Asena Ödülü’nü bu yıl “örnek bir direnişe ve mücadeleye verme kararı aldık” diyerek duyuran PEN Yönetim Kurulu, Boğaziçi Üniversitesi’nin laik ve özerk, akıl ve bilim yolunda, nitelikli eğitim için direnen akademisyen, öğrenci, mezun ve çalışanlarını ödüle layık gördü. Ödülün gerekçesinde kayyım zihniyetini son derece isabetli tespitlerle eleştiren PEN Yazarlar Derneği yayınladığı metinde, 2021 yılı başında başlayan süreçte, tamamen keyfi rektör atamalarıyla ülkemizin köklü ve en değerli eğitim kurumlarından biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nin ele geçirilmeye çalışıldığını vurguladı. “Bu atamaya ve ileri değil, geriye dönük uygulamalara direnen, kurumlarını tepeden atamalara ve müdahalelere teslim etmemek için başkaldıran Boğaziçi Üniversitesi’nin değerli akademisyen, öğrenci, mezun ve çalışanlarının bu çabalarını saygıyla karşılıyoruz” diyen PEN Türkiye Yazarlar Derneği’ne teşekkür eder, mücadelemizi ilk günkü kararlılığımızla sürdürdüğümüzü, kayyım yönetimin karşımıza çıkardığı her zorluğa, hep birlikte sesimizi daha da yükselterek karşı duracağımızı herkesin bilmesini isteriz.
Her gün yeni bir baskı ve yıldırma girişimiyle karşılaştığımız bu yönetim son olarak direnişin üçüncü yıldönümü için 5 Ocak’ta üniversiteye gelerek mücadeleye destek veren, ortak nöbete katılan mezun arkadaşlarımızın kartlarını da beş yıl süreyle dondurdu. Böylece, daha önceki açıklamalarında “Protestocular 6-7 kişiye kadar düştü, ben onları unuttum bile” diyen Naci İnci’nin bizleri unutmadığı da, her geçen gün kabaran “yasaklılar listesi” sayesinde sayımızın aslında hiç de kendisinin hayal ettiği gibi olmadığı da netleşmiş oldu. Bu keyfi yasağın gerekçesi olarak, hiçbir ders veya etkinliğe engel oluşturmayan bu barışçıl protestonun “üniversite işleyişini bozucu nitelikte” olduğunu öne süren kayyım yönetime bu açıklamalarıyla kamuoyunu yanıltamayacağını, bir türlü yok edemediği biz “protestocuları” da baskı ve yasakla durduramayacağını tekrar hatırlatmak isteriz.
Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimler istifa edene, kurumsal işleyişe zarar veren tüm uygulamalar ve atamalar sona erdirilene kadar biz buradayız. İşlerine ve derslerine son verilen akademisyenlerle, seçilmiş dekanların ve enstitü müdürünün görevlerine iade edilmesini, hukuka aykırı şekilde kurulan ve ilgili birimlerin görüşü dinlenmenden bölünen fakültelerle ilgili kararların, direnenler hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılan soruşturmaların geri alınmasını, öğrencilere, akademisyenlere ve mezunlara yönelik engellemelerin kaldırılmasını, yargı kararlarına ivedilikle uyulmasını talep ediyoruz.
Kabul Etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.